30 Aralık 2020 Çarşamba

1990 yılından günümüze Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçileri

Türkiye Cumhuriyeti her zaman Macaristan’a değer vermiş ve Dışişleri Bakanlığı’nın en donanımlı diplomatlarını Macaristan’da büyükelçi olarak görevlendirmiştir. Bu yazımda, 1990 yılından itibaren görev yapan Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçilerine yer verdim.


Bedrettin Tunabaş (1990-1995)

Bedrettin Tunabaş 1930 yılında İstanbul’da doğdu. 1950 yılında Saint Joseph Fransız Lisesi'nden, 1954 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Çeşitli yurt içi ve yurt dışı görevlerde bulunduktan sonra, 1975-1978 yılları arasında Rotterdam Başkonsolosluğu, 1984-1987 yılları arasında KKTC Büyükelçiliği, 1987-1990 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Müşavirliği ve 1990-1995 yılları arasında Macaristan Büyükelçisi olarak yaptı.



Halil Süha Noyan (1995-1996)

Halil Süha Noyan 11 Eylül 1941 tarihinde Gaziantep’te doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Dışişleri Bakanlığı'nda görevler üstlendi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün danışmanı olarak da görev yaptı. 1993-1995 yılları arasında Makedonya Büyükelçisi, 1995-1996 yılları arasında yaklaşık 1,5 yıl Macaristan Büyükelçisi olarak görev yaptı. 1996-1997 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı müşaviri oldu. 1997-1998 yıllarında Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu üyesi ve 1998-2001 yıllarında Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürü olarak görev yaptı. 2001-2002 yılları arasında Portekiz Büyükelçisi olarak görev yaptı. 2002 yılından emekli oluncaya dek tekrar Dışişleri Bakanlığı müşaviri oldu.



İsmet Birsel (1996-1998)

İsmet Birsel 08 Şubat 1934 tarihinde İzmir’de doğdu. 1953 yılında Robert Koleji'nden Sanat Tarihi diplomasıyla mezun oldu. 1957 yılında Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1983-1986 yılları arasında Tahran, 1986-1989 yıllarında Lahey Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığında Kültür İşleri Genel Müdürlüğü ve Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcılığı, 1993-1996 yıllarında Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliği, 1996-1998 yılları arasında da Macaristan Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. 1998-1999 yılları arasında da Dışişleri Bakanlığı Müşaviriydi. İsmet Birsel bürokrat olmasının yanında bir ressamdı. Çeşitli resim sergileri açtı, Hollanda'da "Lahey Okulu" diye bilinen profesyonel sanatçıların kurduğu “Pulchri Studio”nun sanatçı üyeliğine seçildi. 09 Mart 2017 tarihinde İzmir’de hayata gözlerini yumdu.

Macaristan Büyükelçisi İsmet Birsel (1996-1998)

Ender Arat (1998-2002)

Ender Arat 21 Ocak 1947 tarihinde İzmir’de doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. 1971 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1973 yılında Dışişleri Bakanlığına girdi. Halep Başkonsolosluğu, Buenos Aires Büyükelçiliği, Brüksel’de AB Daimi Temsilciliği ve Bonn Büyükelçiliğinde çalıştı. 1996 – 1998 yıllarında ilk Türk Büyükelçiliğini açmak üzere Moldova’nın başkenti Kişinev’de bulundu ve Hristiyan Türkler olarak bilinen Gagavuz halkı ile çok yakın ilişkiler kurdu. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, 1998-2002 yıllarında Macaristan Büyükelçisi, 2002-2003 yıllarında Dışişleri Bakanlığı Müşaviri, 2003-2004 yıllarında Dış Politika Danışma Kurulu üyesi, 2002-2004 yıllarında Başbakanlık Dışişleri Başdanışmanı ve 2004-2007 yıllarında Ekonomik ve Kültürel İşlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı, 2007'den 2011'e kadar da Madrid Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. Ayşe Arat ile evli olup 2 çocuk babasıdır. Arjantin’in “Liyakat”, Macaristan’ın “Yüksek Liyakat” ve Avrupa’yı Teşvik İspanyol Grubu’nun “Altın Haç” madalyası sahibidir. 

Macaristan Büyükelçisi Ender Arat (1998-2002)

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarına sığınan kişi ve toplumların hikâyelerini araştırarak derlediği bilgileri bir arşiv kaydı niteliğindeki “Türklere Güvendiler, Tarih Boyunca Türk Topraklarına Sığınanlar” adlı kitabın yazarıdır. Bu kitabı 2016 yılında Tarihçi Kitabevi’nden çıkmıştır. Haziran 2011’de emekliye ayrılmış olup hâlen Rus-Türk Toplumsal Forumu Genel Sekreteri görevini devam ettirmekte ve "Türklere Güvendiler" konulu bir müze kurma projesi üzerinde çalışmaktadır. Arat, Fransızca, İngilizce ve İspanyolca bilmektedir.

Büyükelçi Arat'ın Kitabı

Aydan Karahan (2003-2004)

Aydan Karahan 01 Temmuz 1942 tarihinde doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olup Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Yurt dışında çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra, 1992-1995 yılları arasında Lübnan Büyükelçiliği, 1995–1996 yıllarında KKTC Büyükelçiliği, 1996-1997 Dışişleri Bakanlığı müşavirliği, 1997-2000 yılları arasında İdari İşlerden sorumlu Müsteşar yardımcılığı, 2000-2003 arasında Hollanda Büyükelçiliği, 2003-2004 yılları arasında Macaristan Büyükelçiliği, 2004-2006 yılları arasında yeniden KKTC Büyükelçiliği yaptı. 2007 yılında Bakanlık müşavirliğine atandı ve aynı yıl yaş haddinden dolayı emekli oldu. Girne Amerikan Üniversitesi'nin 2006 yılında verdiği fahri doktorası vardır. Karahan, KKTC Büyükelçiliği görevinden ayrılırken verdiği son röportajında kariyeri boyunca 3 önemli olayla karşılaştığını belirtiyor: “Sayın Denktaş, seçimlere girmedi bile. Girseydi kazanır mıydı, kaybeder miydi ayrı bir konu ama girmedi bile. Yerini Sayın Talat'a bıraktı. Bu, benim dış tayinlerimde karşılaştığım üçüncü önemi olaydır. Hollanda'da Euro'ya geçişe, Macaristan'da da AB'a girişe tanık olmuştum."

Macaristan Büyükelçisi Aydan Karahan (2003-2004)

Umur Apaydın (2004-2008)

Umur Apaydın 26 Haziran 1947 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1970 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuştur. Dışişleri Bakanlığı'nda çeşitli görevler üstlenmiş, 1996-2000 yılları arasında Özbekistan büyükelçiliği, 2000-2001 yıllarında Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu üyeliği, 2001-2004 Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü, 2004 yılında kısa bir süre Balkanlar Genel Müdürlüğü, 2004-2008 yıllarında Macaristan Büyükelçiliği, 2008-2010 yılları arasında ise Hırvatistan büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur. 2010 yılında Dışişleri Bakanlığı müşavirliğine atanmış ve bu görevi sürdürürken emekli olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Balkanlar Genel Müdürü iken NATO İstanbul Zirvesi'nin koordinatörlüğünü üstlenmiştir.

Macaristan Büyükelçisi Umur Apaydın (2004-2008)

28-29 Haziran 2004 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen NATO Zirvesi’nin sorunsuz geçmesi için NATO Zirvesi Organizasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Umur Apaydın ve ekibi 8 ay boyunca gece gündüz demeden çalıştı. Gerçekten de 2004 İstanbul NATO Zirvesi hatasız ve mükemmel bir organizasyonla gerçekleştirildi. O dönemki NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer 22 Eylül 2004 tarihinde Büyükelçi Umur Apaydın'a İstanbul NATO Zirvesi’ndeki üstün çabalarından dolayı üstün hizmet bir madalyası takdim etti.


22 Eylül 2004 - Büyükelçi Apaydın hizmet madalyasını alıyor.

Oya Tuzcuoğlu (2008-2010)

Oya Tuzcuoğlu 11 Şubat 1948 tarihinde Eskişehir'de doğdu. TED Ankara Koleji’nden ve 1970'te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1975 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girmiştir. 1999-2002 yılları arasında Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü Daimi Temsilciliği ve 2002-2004 yıllarında Doha Büyükelçiliğinin ardından, 2004-2008 arasında ilk kadın Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü olarak görev yapmış, 2008-2010 yıllarında Macaristan Büyükelçiliği görevinin ardından, 2010 yılından itibaren tekrar Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü Daimi Temsilciliği görevine getirilmiş ve Eylül 2012'ye değin bu görevini yürütmüştür. 2013 yılında yaş haddinden emekliye ayrılmıştır.

Macaristan Büyükelçisi Oya Tuzcuoğlu (2008-2010)

Hasan Kemal Gür (2010-2013)

Hasan Kemal Gür 22 Eylül 1950 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesinde dünyaya geldi. 1972 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1973 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda çeşitli diplomatik görevlerde bulunmuştur. 1988-1990 yıllarında Gümülcine Başkonsolosluğu, 1990-1993 yıllarında Münih Başkonsolosluğu, 1994-1998 yılları arasında Batum Başkonsolosluğu, 2002-2007 yılları arasında Pakistan Büyükelçiliği, 2007-2010 yılları arasında Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Temmuz 2010'dan Kasım 2013'e dek Macaristan Büyükelçisi olarak görev yapmıştır.

Macaristan Büyükelçisi Hasan Kemal Gür (2010-2013)

Şakir Fakılı (2013-2017)

Şakir Fakılı 25 Eylül 1953 tarihinde Gaziantep’te dünyaya geldi. 1976 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1977-1979 yılları arasında Ticaret Bakanlığı'nda çalışmış ve 1979 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girmiştir. 1992-1993 yıllarında Batum Başkonsolosluğu, 1995-1999 yıllarında Nürnberg Başkonsolosluğu, 2001-2004 yıllarında İkili Ekonomik İşler Genel Müdür yardımcılığı, 2004-2009 yılları arasında Kuveyt, 2009-2010 yıllarında da Lefkoşa Büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur. 2010-2013 arasında Konsolosluk İşleri Genel Müdürü olarak görev yapmıştır. Kasım 2013-Aralık 2017 tarihleri arasında Macaristan Büyükelçisi olarak görev yapmıştır.

Macaristan Büyükelçisi Şakir Fakılı (2013-2017)

Temmuz 2017’de Macaristan Büyükelçisi iken Budapeşte’de “Bir Büyükelçi’nin Gözünden” isimli kendi çizimlerinden oluşan bir resim sergisi Szentendre şehrinde açıldı.

Büyükelçi Fakılı kendi açtığı resim sergisinde

Büyükelçi Fakılı, yine aynı görevdeyken, Türk ve Macar bilim adamlarının ortak yürüttüğü bir çalışmayla Kanuni Sultan Süleyman’ın kalbinin ve iç organlarının gömülü olduğu Zigetvar’daki türbe palankası ortaya çıkarıldı.

Büyükelçi Fakılı’nın diplomat olarak kariyeri boyunca görev yaptığı ülkelerde edindiği izlenimleri ve anıları yazdığı, tecrübelerini paylaştığı bir de kitabı var. “Bir Büyükelçi’nin Gözünden İzlenimler, Anılar” isimli kitap diplomasi aleminden, dış dünyadan, kimileri deneme tadında ilginç öykülerin araya serpiştirildiği, akıcı ve yalın bir dille yazılmış, büyükelçilerin yurt dışındaki yaşamlarının insani yönlerini merak edenlere; bir büyükelçinin bulunduğu ülkeyi nasıl gördüğünü öğrenmek isteyenlere; tarihi konuları sevenlere; Kıbrıs ihtilafına ilgi duyanlara; uluslararası ilişkiler, devletler hukuku ve dış siyaset konularında çalışanlara ve öğrencilere ilginç gelecektir.

Büyükelçi Fakılı'nın kitabı


Ahmet Arif Oktay (2018-....)

Ahmet Akif Oktay, 1961 yılında Isparta’nın Yalvaç ilçesinde dünyaya geldi. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmuştur. Aynı yıl Dışişleri Bakanlığı'na girmiştir. Çeşitli görevlerin ardından 2002-2005 yıllarında Bingazi Başkonsolosu, 2005 yılında kısa bir süre Dışişleri Bakanlığı Genel ve İkili Ekonomik İşler Dairesi Başkanı, 2005-2007 yılları arasında Rotterdam Başkonsolosu, 2007-2008 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Siyaset Planlama Dairesi Başkanı, 2008-2011 yılları arasında ise Dışişleri Bakanlığı Siyaset Planlama Genel Müdür Yardımcısı, 2011-2015 yılları arasında Vietnam Büyükelçisi olarak görev yapmış, 2016 yılında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun özel müşaviri olmuş, 1 Ocak 2018 tarihi itibarıyla Macaristan Büyükelçisidir. Halen bu görevine devam etmektedir.

Macaristan Büyükelçisi Ahmet Arif Oktay

Türkiye Cumhuriyeti'ni Macaristan'da başarıyla temsil eden sayın büyükelçilerimize saygılarımla...

29 Aralık 2020 Salı

Mancs'ın ‘Aziz’ Hatıra'sı

Tüm Türkiye'yi yasa boğan 17 Ağustos 1999 depreminin ardından dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kurtarma ekipleri, Türk ekiplerle birlikte olağanüstü bir çabayla zamana karşı yarışa girmişlerdi. Bu ekiplerden biri de Macaristan’ın Miskolc şehrinden gelen Spider Arama-Kurtarma Ekibiydi. İzmit’e geldikleri ilk gün bir binanın enkazından 4 kişiyi canlı olarak çıkartmışlardı. Daha sonra şehrin farklı bir noktasına, Mehmet Ali Paşa Mahallesi’nde yıkılan 6 katlı bir binanın enkazına gittiler. Depremin üzerinden neredeyse 4 güne yakın bir süre geçmişti. Umutlar yavaş yavaş tükeniyordu. Macar kurtarma Ekibi ve Mancs enkaz alanında hemen arama yapmaya başladı. Enkazda küçük bir boşluk vardı. Mancs bu boşluktan içeri girdi ve hemen hayatını kaybetmiş birini tespit etti. Bunu olduğu yere yatarak işaret ediyordu. Aynı yerde, aradan bir iki dakika geçmeden Mancs bu sefer yaşayan birinin kokusunu aldı ve kuyruğunu hızlı bir şekilde sallamaya başladı. Ardından yüksek sesle havlamaya başladı. Hemen ön ayaklarıyla orayı kazmaya başladı. O kadar şiddetli kazıyordu ki enkazdan çıkıntı yapan demir bir çubuk Mancs’ı sağ ön bacağından yaralamıştı. Küçük Hatıra ölen büyükannesinin yanında kaldığı için diğer arama kurtarma köpekleri kokusuna ulaşamamıştı. Mancs ise 3 yaşındaki Hatıra Kaplan’ın yaşadığını ve yerini tam olarak tespit edebilmişti. Macar kurtarma ekibi, kalabalıktan sessizlik istedi. Enkaz altından bir ağlama sesi duyuldu. Küçük Hatıra gerçekten de hayattaydı.

Mancs'ın Miskolc'teki heykeli

Titizlikle yürütülen 3 saatlik bir çalışma sonunda Hatıra Kaplan enkaz altından çıkarıldı. Umutların tükendiği ve enkazın kaldırılması için gelen iş makinalarının bulunduğu bir ortamda depremden 82 saat sonra bir mucize yaşanmış ve enkaz altından canlı biri kurtarılmıştı. Türk televizyonları Macar kurtarma Ekibi'nden ve kahraman köpek Mancs’tan bahsediyordu.

Mancs İzmit depreminde yaralandı.

Depremden yaklaşık 2 ay sonra Ekim 1999’da Hatıra Kaplan ve ailesi Macaristan’a gittiler. Hatıra, olağanüstü çabalarla kendisini enkaz altından kurtaran Macar Arama-Kurtarma Ekibi’ne ve tabi ki Mancs’a bir teşekkür ziyaretinde bulundu.

Hatıra Kaplan, Ekim 1999'da Macaristan'da...

Depremin 1. yıldönümünde İzmit’in Köseköy beldesindeki prefabrik konutlarda buluştular. Mancs’ın Hatıra'sı büyümüş, sevimli bir kız çocuğu olmuştu. Mancs’tan ağzındaki buketi usulca çocuğun önüne koyması beklenirken, Hatıra Kaplan'ın sesini duyar duymaz fırlattı attı. Sevinçten çılgına dönmüş bir halde Hatıra’sına koşuyordu. Kavuşma anında kuyruğunu sallıyor, yalıyor ve neşeyle havlıyordu. Bu, onların son buluşması oldu.

Depremin 1. Yıl Dönümü'nde Mancs ve Hatıra

Macarların Heykeli Dikilen Kahraman Köpeği: Mancs. "Manç" diye okunur ve Türkçe'de "Pati" anlamına gelmektedir. Mancs 1994 yılında Macaristan’ın Miskolc şehrinde dünyaya geldi. László Lehóczki ve Mancs’ın tanışma hikayeleri ise oldukça ilginç. Lehóczki tesadüfen bir gün arkadaşını ziyarete gidiyor ve orada yavru Mancs’la karşılaşıyor. Küçük Mancs kelimenin tam anlamıyla Lehóczki’nin dikkatini çekmeyi başarıyor. Onu sahipleniyor ve patisiyle her şeyi yapması ve sürekli ayaklarının etrafında gezinmesinden dolayı ona Mancs (Pati) ismini veriyor.

Mancs ve sahibi László Lehóczki

Mancs, 6 aylık olduğunda arka ayaklarından birini doğru dürüst kullanamıyordu. Veteriner, Mancs’ın kemiklerinin düzgün gelişmemiş olduğunu, kafa yapısında da şekil bozuklukları olduğunu tespit etti. László Lehóczki ise Mancs'ın çok iyi bir arama kurtarma köpeği olacağını hissetti. Bu doğrultuda eğitim verildi ve 1996 yılından itibaren Miskolc Spider Arama-Kurtarma Ekibi'nin bir üyesi oldu.

Mancs ve sahibi László Lehóczki

Mancs'ın özel yeteneği, deprem enkazının altında sıkışıp kalmış depremzedeleri bulmak ve üyesi olduğu arama kurtarma ekibine haber vermekti. Mancs o kadar yetenekliydi ki sadece deprem enkazının altında kalan insanların yerini bulmakla kalmıyor, onların hayatta olup olmadığını da haber verebiliyordu. Hayatını kaybetmiş bir insanı hissettiğinde yere uzanıyordu, enkazın altında canlı bir insan hissettiğinde ise ayağa kalkıyor, kuyruğunu sallıyor ve havlıyordu. Mancs'ın sonradan keşfedilen diğer bir önemli yeteneği ise su altındaki cesetlerin yerini tespit edebilmesiydi. Hem karada hem de suda insanların yerini tespit edebilen eşsiz bir köpekti Mancs. Bu özellikleriyle, Avrupa kıtasındaki sayılı arama-kurtarma köpeğinden biriydi.

Mancs, su altındaki cesetlerin yerini tespit edebiliyordu.

1998 yılında Mancs ve László Lehóczki, İtalya'nın Sarno kentindeki sel felaketinden sonra arama-kurtarma faaliyeti yürütmek üzere bölgeye ulaştılar. Afet bölgesinde Mancs verilen komutlara uymuyor, keşif yapmıyordu. Bir kurtarma görevinde ilk defa sahibi László'yu dinlemiyordu. Mancs, verilen talimatları yerine getirmek yerine başını sallıyor ve havlıyordu. Sanki birazdan olacakları hissetmiş gibiydi. Mancs, sahibi László'yu havlamalarıyla uzağa çekti. Aniden büyük bir patlama oldu. Sel felaketinde gaz boruları delinmiş ve çamurun altında oluşan gaz kabarcıkları elektrikli kesici aletlerin kıvılcımları ile birden tutuşmuştu. Mancs sahibinin hayatını bilerek kurtarmıştı. Eğer Mancs o gün itaat etseydi, o zaman ikisi de hayatta olmayabilirdi.

1998 - İtalya'daki sel felaketi

18 Aralık 2004 tarihinde Miskolc şehir merkezinde, Szinva deresi ve yeni meydanın yakınında Mancs hayatta iken bir heykeli dikildi. Mancs, kıymeti hayattayken bilinenlerdendi. Heykeli, heykeltıraş Borbála Szanyi tarafından yapıldı. Mancs o gün heykeliyle birlikte poz vermeyi de ihmal etmemişti. Heykelinin altında bulunan taşta işe şu cümleler yazmaktadır: "Mancs. Miskolc'luların ünlü hayat kurtaran köpeği. 1996'dan beri "Spider Kurtarma Ekibi" üyesi. Dünya'nın çeşitli ülkelerinde 100'den fazla insanın hayatını kurtardı."

18 Aralık 2004 - Mancs heykeliyle poz veriyor.

Mancs, heykelinin dikilmesinden yaklaşık 2 yıl sonra, 22 Ekim 2006 tarihinde ardında onlarca kahramanlık hikayesi bırakarak 12 yaşında zatürreden öldü. Sahibi László Lehóczki sadece köpeğini değil bir meslektaşını ve aile üyesini kaybetmişti. 

Spider Kurtarma Ekibi, 20 yıllık özverili çalışmaları nedeniyle 2015 yılında Avrupa Vatandaşlık Ödülü'nü aldı. 1999 yılında Mancs'ın kurtardığı kız Hatıra Kaplan, törene onur konuğu olarak katıldı ve Miskolc'taki Mancs heykelini ziyaret etti.

Hatıra Kaplan Mancs'ın heykelini ziyaret ediyor.

Mancs'ın bir de filmi var. Film 2013 yılında çekildi ve biraz gecikmeli olarak 2015 yılında vizyona girdi. Gerçek hayat ve animasyon'un birbiriyle iç içe geçtiği film Macarların kahraman köpeği Mancs'ın hayatını anlatıyor.

Mancs filmi

Bugün Macaristan'da çoğu köpeğe Mancs ismi veriliyor. Macarlar, heykelini diktikleri kahraman köpekleri Mancs'ın hatırasını böyle yaşatmaya devam ediyor.

Macarlar Mancs'ı anıyorlar...

Mancs’ın ‘aziz’ hatırasına saygıyla…

Hungarolog Onur Şahin

28.12.2020

17 Aralık 2020 Perşembe

Macar Futbolunun Genç Yıldızı Dominik Szoboszlai RB Leipzig’e transfer oldu

Macar futbolunun genç yıldızı Dominik Szoboszlai, Alman ekibi RB Leipzig’e transfer oldu. FC Red Bull Salzburg’tan takıma katılan 20 yaşındaki oyuncu ile Haziran 2025’e dek 4,5 yıllık bir sözleşme yapıldı.

Szoboszlai RB Leipzig'te 17 numaralı formasıyla

Skor odaklı teknik orta saha Dominik Szoboszlai çok yönlü bir oyuncudur, ancak en çok orta sahanın ortasında veya sol tarafta oynar. Vizyonu ve pas yeteneğinin yanı sıra, Macaristan milli takımının da vazgeçilmez bir oyuncusudur.

Szoboszlai, Mart 2019'da Macaristan milli takımı formasını ilk defa giydi ve ülkesi için çıktığı 12 uluslararası müsabakada 3 gol kaydetti. Bu sezon Szoboszlai, Salzburg formasıyla 20 maça çıktı, 8 gol attı ve 10 asist yaptı.

Szoboszlai, RB Leipzig’te 17 numaralı forma giyecek ve yeni takımındaki ilk maçına 09 Ocak 2021 tarihindeki iç sahadaki Borussia Dortmund karşılaşmasıyla çıkacak.

Dominik Szoboszlai yeni transferi sonrası duygularını şöyle açıkladı: “Bu transferin tamamlanmasından çok memnunum. Kulüp olağanüstü gelişti. RB Leipzig Bundesliga’nın en iyi takımları arasında yer alıyor ve Şampiyonlar Ligi'nde de iyi gidiyor. Bu adım gelişimim için mükemmel. Leipzig'e üst düzey bir teknik direktörün altında ve çok genç, ancak aynı zamanda çok fazla deneyime sahip ve başarıyı kutlayabilen son derece hırslı bir takımda çalışmak için geliyorum. Burada gelişimime inanılmaz bir şekilde devam edeceğim ve kulübün 2021'de başarısını sürdürmesine yardımcı olmak istiyorum.”

Kaynak:https://www.dierotenbullen.com/en/news/articles/2020-21-season/RB-Leipzig-sign-Szoboszlai.html

8 Aralık 2020 Salı

Mohaç Meydan Muharebesi'nin Yeri Tam Olarak Tespit Edilmek Üzere

Araştırmayı yürüten Gábor Bertók, Mohaç'taki savaş alanının yerinin tam olarak tespit edilmesinin çok yakın olduğunu söyledi. Arkeolog, başıboş bir kurşun merminin artık savaşın tam yerini bulmamıza yardımcı olabileceğini bildirdi.

Majs sınırında bir metal dedektörü ile araştırma

Mohaç 500 Savaş ve Savaş Alanı Araştırma Derneği başkanı arkeolog Gábor Bertók şunları söyledi:

"2016 yılında yöntemimizi değiştirdik ve toplu metal aramaya başladık. Majs köyü sınırında, yüzlerce savaş bulgusunun dağıldığı bir kilometrekarelik bir nokta bulduk. Bulguların yüzde 70'i 10–15 mm çapında olan kurşun mermilerdir ve biz de bu istatistikleri yayınladık. Bu mermilerin o dönem için çok küçük olduğu, o dönem bu kadar küçük mermilerin kullanılmadığı konusunda çok eleştiri aldık. Eleştirmenler, Majs’da bulunan söz konusu buluntuların 1526’daki savaşa ait olamayacağını söylüyordu."

Belirleyici kanıt, çapı 12-13 milimetre olan ve Mohaç savaşıyla bağlantılı olduğu kanıtlanan mezarlardan birinde bulunan bir mermidir. Eğer 1526'daki savaşa ait bulunan bir mezarda 13 milimetrelik bir mermi yaralanan biri yatıyorsa, sadece bu gerçeğin bir sonucu olarak, Majs bölgesinin Mohaç Savaşı'nın izi olamayacağı iddiası artık sona eremez. Bu nedenle, arkeolojik olarak şu ana kadar, bu küçük mermi savaşla bağlantısı olan mezarlarda bulduğumuz en iyi kanıttır ve aslında savaş alanının tam olarak yerini doğrulamaktadır.

Daha önce Kraliyet Şansölyesi István Brodarics, Mohaç Savaşı'nın ana kaynaklarından biriydi: savaşın tanığıydı ve savaş alanının plastik bir coğrafi tanımını çizmişti. Brodarics, yakınlardaki Földvár adlı bir yerleşim yeri hakkında bilgi veriyordu. Bu bilgi savaşın yerini tam olarak tespit etmek isteyenlerin kafasını karıştırıyordu. Giderek artan bir şekilde, Brodarics'in savaş alanının yerini tespitinin oldukça yanlış olduğu ve Majs köyü çevresinde bulunan mermilerin kesin kanıt olabileceği görülüyor.

Kaynak:https://index.hu/techtud/2020/11/20/hamarosan_elokerulhet_a_mohacsi_csatater_pontos_helyszine/?fbclid=IwAR1h9NsSlUfrr_6k1l-7irZtoH83-9bSwipAyJQlF7zy-t-mgVTLPyj2p54&token=3e226ce43dfe5b52c3da9805ecb42699

Fotoğraf:  Tamás Sóki / MTI

22 Ekim 2020 Perşembe

1956 Macar Devrimi

1956 Macar Devrimi (Macarca: 1956-os forradalom) veya Macar Ayaklanması, 23 Ekim'den 10 Kasım 1956'ya kadar süren, Macaristan’daki komünizmin varlığına ve Sovyetlerin dayattığı politikalara karşı ülke çapında bir devrimdi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetlere yönelik ilk büyük çaplı tehditti.

1956 Macar Devrimi

Ayaklanmaya Giden Süreç 
II. Dünya Savaşı sonrasında Macaristan Sovyet güçleri tarafından işgal edildi. Daha sonra 1948 yılında Stalin’in desteğiyle komünist bir hükümet iktidara geldi. Bu kurulan hükümetin başında ise Stalin’e oldukça bağlı biri olan Mátyás Rákosi vardı. II. Dünya Savaşı sonrası Macar ekonomisinde para biriminin değer kaybı ve enflasyon gibi sorunlar vardı. Rákosi 1950 yılında sanayi üretimini artırmayı amaçlayan beş yıllık bir plan açıkladı. Gerçekte ise bu plan Macaristan’ın mevcut endüstriyel yapısını oldukça zayıflattı. 1952 yılına gelindiğinde Macaristan’da işçilerin ücretleri 1949 yılındaki düzeyinin ancak yüzde 82’sine ulaşıyordu. Devlet tahvillerine zorunlu üyelik, kişisel geliri daha da düşürdü. 1952'de işçilerin ve çalışanların harcanabilir geliri 1938'deki gelirlerinin yalnızca %60’ına denk geliyordu. Yaşam koşulları giderek kötüleşiyordu. Ekonomide yaşanan bu sıkıntılar işçiler kadar halkın tüm kesimini de etkiliyordu. Rejimden memnuniyetsizlik doruk noktasına çıkmıştı. Köylülerin muhalefetine rağmen kurulan tarım kooperatiflerinde de durum hiç iç açıcı değildi. Üretim oldukça verimsizdi. 1952’deki tarım üretimi savaş öncesi düzeyin %79’una anca ulaşıyordu. Tüm bu ekonomik sıkıntıların yanında Devlet Güvenlik Teşkilatı (Államvédelmi Hatóság-ÁVH) aracılığıyla yapılan antidemokratik uygulamalar, baskı ve tutuklamalar da tüm hızıyla sürüyordu. Mátyás Rákosi yönetimi altındaki Macaristan, diğer Doğu Avrupa ülkelerine kıyasla en sert, kapalı ve halktan kopuk olanıydı.

Mátyás Rákosi

Macaristan’da halkın yönetime tepkisi giderek artıyordu. Bu durum Sovyetler Birliği’ni endişelendirmeye başladı. Başbakan Mátyás Rákosi Kremlin’e çağrıldı. Rákosi, Stalin’in en sadık öğrencilerinden biriydi ama 1953 yılına gelindiğinde artık tüm kredisini tüketmişti. Sovyetler onun başbakanlık görevini Imre Nagy’e devretmesini istiyordu. Temmuz 1953’te Rákosi koltuğunu Imre Nagy’e bıraktı ve sadece parti liderliğiyle yetindi. Sovyetler, kendilerine çok da uygun olmayan bir kişiyi seçmişlerdi. Imre Nagy başbakan olduğu ilk gün parlamentoda yaptığı konuşmada Sovyetler’in Macaristan’daki varlığını eleştiriyordu.

Imre Nagy

Başbakan Imre Nagy ekonomi alanında bazı reformlar gerçekleştirdi. Ağır sanayi yatırımları azaltıldı, bunun yerine hafif sanayi ve gıda endüstrisi yatırımları arttırıldı. Siyasi baskıları azaltmak için çabaladı. Verimsiz tarım kooperatiflerinin ve çalışma kamplarının kapatılacağını, Macaristan’daki polis terörüne son verileceğini söylüyordu Imre Nagy. Batılı ülkelerle ilişkileri geliştirmek istiyordu. Tüm bu uygulamalar Sovyetler’de rahatsızlık yarattı. Mátyás Rákosi’nin eski etkinliği de giderek artıyordu. 1955 yılında Imre Nagy başbakanlık görevinden alındı ve partiden ihraç edildi. Macaristan’ın yönetimi tekrar Mátyás Rákosi’ye geçmişti. 1956 yılındaki Macar devrimine giden süreç işte böyle gelişti.

Macarların Ayaklanışı
Kruşçev’in Stalin’i suçlamasından Süveyş Krizine kadar, 1956 yılı, Soğuk Savaş dünyasında önemli değişiklikler ve krizlerin yaşandığı bir yıldı. Yine de o yıl başka hiçbir olay Macar Devrimi kadar dramatik değildi. Cesur ama başarısız olan bir ayaklanma, Sovyet güçlerini Ekim ayı sonunda Macaristan'dan neredeyse sürüyordu.

Benzeri görülmemiş halk isyanı, Avrupa'da savaş sonrası düzeni kısa bir süre altüst etti ve sözde halk demokrasileri üzerindeki kontrollerinin tehlikede olduğunu hisseden Sovyet liderlerini derinden rahatsız etti. Kremlin, devrimi acımasızca bastırsa da Macaristan'daki kriz Sovyetler Birliği’nin güvenilirliğine ciddi bir darbe indirdi.

25 Ekim 1956 - Macar göstericiler Budapeşte'de yürüyor.

Polonya'daki benzer protestolarla cesaretlenen Macar öğrenciler 22 Ekim 1956 tarihinde, ekonomik reformlar, Mátyás Rákosi ve diğer Macar Stalinistlerin görevden alınması ve Macaristan'da 1944 yılından beri konuşlanmış olan Sovyet ordusunun geri çekilmesi dahil olmak üzere "On Altı Nokta" olarak bilinen bir talep listesi yayınladılar. 23 Ekim 1956 tarihinde bir dizi barışçıl öğrenci gösterisiyle başlayan eylem, hızla Budapeşte ve Macaristan'ın diğer bölgelerinde silahlı ayaklanmaya dönüştü. 

Parlamento Meydanı'ndaki göstericiler, reformist eski Başbakan Imre Nagy'i, hareketi barışçıl bir sonuca yönlendirmek umuduyla başbakanlık görevine devam etmeye çağırdı. Protestocuların desteğiyle Imre Nagy tekrar başbakanlık koltuğuna oturdu.

Başbakan Imre Nagy - Ekim 1956

25 Ekim 1956 tarihinde aynı meydanda silahsız sivillerden oluşan kalabalıklar vurularak öldürüldüğünde, devrim, Macar güvenlik güçleri tarafından desteklenen silahlı sivillerden oluşan gruplar ile Sovyet birlikleri arasında topyekün bir savaşa dönüştü.

Çatışmalardan bir bölüm...

Kızıl Ordu askerleri ve Sovyet amblemleri ilk hedefler arasındaydı. Protestocular, Kahramanlar Meydanı'nın yakınında bulunan Stalin heykelini yıktılar, geride sadece çizmelerini bıraktılar ve heykelin başını kesmeden önce dev metal gövdesini şehir merkezine kadar sürüklediler. Sovyet kızıl yıldızları binalardan kaldırıldı ve Rus mağazaları “Ruszkik haza!” (Ruslar, eve gidin!) sloganıyla tahrip edildi. 

Ruszkik Haza! sloganı yazılmış bir dükkan

Göstericiler, üç renkli Macar bayrağının ortasından Sovyet amblemini kesip çıkardılar. Bu bayrak anında devrimin sembolü haline geldi. Macaristan'ın savaş sonrası Komünist rejimiyle bağlantılı Macarlar da kamuoyunda ilan edildi. Direnişçilerin Macaristan’ın nefret edilen devlet güvenliği (ÁVH) görevlilerine karşı misillemeleri Budapeşte sokaklarında ortaya çıkan tansiyonu daha da artırdı.

Budapeşte'de sokak çatışmaları...

Tüfekler ve molotof kokteylleri ile donanmış, yetersiz donanımlı ancak oldukça hareketli savaşçılar, Sovyet tanklarını devirmek ve kavşaklardaki saldırıları püskürtmek için oldukça etkili olduklarını kanıtladılar. Gerçek bir askeri eğitim almamış genç erkekler ve kadınlar, Kızıl Ordu'ya üstünlük sağlayan bu birimlerin çoğunu oluşturuyordu. Bu arada, Özgür Avrupa Radyosu'nda Macarca yapılan yayınlar, isyancıları savaşa devam etmeye teşvik ederek, insanların Amerikan yardımının çok yakın olduğuna dair umutlarını artırdı. Bununla birlikte, tüm devrim boyunca, ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower’ın yönetimi yalnızca gönülsüz dayanışma açıklamaları yayınladı. Mısır'daki Süveyş krizinden endişe duyan ve Sovyetler Birliği ile silahlı çatışmadan kaçınan ABD, kenarda kaldı. 

Ayaklanma başlangıçta başarılı oldu. 28 Ekim 1956 tarihinde ateşkes ilan edildikten sonra Sovyet güçlerinin geri çekilmeye başlamasıyla Budapeşte'deki atmosfer coşkuluydu. İmkansızlıklara rağmen, ağır teçhizatları olmayan Macarların güçlü Kızıl Ordu'yu yenmeyi ve kendilerini Sovyet egemenliğinden kurtarmayı başardıkları ortaya çıktı. Yakalanan tankların tepesinde silah tutan ve resimler için poz veren sevinçli sivillerin görüntüleri dünyayı şaşkına çevirdi. Ancak Macarlar için bu sevinç gösterileri kısa ömürlü oldu. Bu arada Başbakan Imre Nagy 01 Kasım 1956 tarihinde yaptığı açıklamada Macaristan’ın Varşova Paktı’ndan ayrıldığını açıkladı. Birkaç gün sonra, Sovyet lider Kruşçev ve yakın çevresi, Macaristan’ın Doğu-Orta Avrupa’da Moskova’nın otoritesini reddeden ilk Sovyet uydu devleti olması ihtimaline karşı kaba kuvvetle Budapeşte’de düzeni yeniden sağlamaya karar verdi.

Macarlar tankın üstünde zafer kutlaması yapıyor.

04 Kasım 1956 günü sabah saatlerinde Sovyet birlikleri, isyanı bastırmak ve yeni başbakan olarak János Kádár'ı yerleştirmek için Kasırga Operasyonu’nu başlattı. Sovyet güçleri hem aldatma taktiği hem de ezici ateş gücünü kullanarak son direniş cephelerini bir hafta içinde ortadan kaldırdı ve devrimci hükümetin liderlerini tutukladı.

Kasırga Operasyonu'ndan sonra Budapeşte sokakları

Imre Nagy ve devrimin diğer üst düzey Macar yetkilileri, Haziran 1958'de hızlı bir şekilde yargılandı ve idam edildi. Bu, 2.600 Macar'ın hayatına mal olan ve Batı Avrupa’ya sığınmak isteyen yaklaşık 200.000 Macar’ın kitlesel göçünü tetikleyen bir devrimin hazin sonuydu.

Devrimin Sembolü - Sovyet Sembolü çıkarılmış Macar Bayrağı

Macaristan'da her yıl 23 Ekim'de "Özgürlük Günü" olarak kutlanan milli günde 1956 Macar Devrimi'nin kahramanları saygıyla anılıyor.

23 Ekim - Özgürlük Günü

9 Ekim 2020 Cuma

En Meşhur ve Lezzetli Macar Çikolataları

Çikolata insanlığın en büyük icatlarından biridir. Macaristan’da 20. yüzyılın başından beri lezzetli çikolatalar üretilmeye başlandı ve bazıları hala üretilmeye devam ediyor. Macaristan’ın en meşhur ve en lezzetli çikolatalarını gelin hep beraber inceleyelim.




Szamos
1930'ların başında, Mátyás Szamos, Danimarkalı bir ustadan mükemmel badem ezmesinin nasıl yapıldığını öğrendi ve o zamandan beri Macaristan'ın en tanınmış şirketlerinden biri olan Macar Szamos badem ezmeli çikolata üretimi yapıyor. Sadece en iyi badem ezmesini değil diğer çikolata çeşitleri ve hatta dondurma bile yapıyorlar. Szamos aynı zamanda lezzetli pastalar yapan Macarların en önemli markalarından biridir. Budapeşte’deki Kossuth Meydanı'nda, görkemli Parlamento binasının yakınında bu tatları deneyebilir ve hatta Çikolata Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz.

Szamos Badem Ezmeli Çikolata

Szerencsi
1923 yılında Szerencsi Fabrikası'nın kapıları açıldı ve çikolata üretimi başladı. Szerencsi, çikolatanın yanı sıra karamel, badem ezmesi, bonbonlar, tatlılar ve Macar Noelinin ana malzemesi olan szaloncukor da yapıyor. Budapeşte, Ráday Caddesi'nde Szerencsi'nin bazı ürünlerini satın alabilirsiniz.

Szerencsi Kedi Dili Çikolatası


Piros Mogyorós
70'li ve 80'li yıllarda çocuk olan Macarlar, Piros Mogyorós isimli bu ikonik Macar çikolatasını hatırlarlar. Bu bitter çikolatanın içinde bütün fındık vardı, bu da onu inanılmaz derecede lezzetli ve eşsiz kılıyordu. Birkaç yıl önce birçok mağazada tekrar satılmaya başlandı.

Piros Mogyorós Çikolataları


Boci
Boci Bir başka tanınmış Macar çikolatasıdır. Macaristan'daki hemen hemen her mağazada bulunmaktadır. Çeşitli tat ve sürümleri vardır.


Boci Çikolata Çeşitleri


Sport Szelet
Çikolata ve rom birlikte güzel bir kombinasyon oluşturuyor. İkonik yeşil renkli ambalajı ve Sport'un sarı harfleriyle bu çikolata, Macaristan'ın öne çıkan ikonik ürünlerinden biri haline geldi.

Sport Szelet Çikolataları

25 Eylül 2020 Cuma

Zigetvar'daki Kanuni Sultan Süleyman Türbe Palankası Hakkında İki Yeni Kitap ve Bir Belgesel

Pécs Araştırma Grubu Başkanı Norbert Pap, Kanuni Sultan Süleyman'ın Zigetvar (Macarca: Szigetvár) ve hac şehri yakınlarındaki türbe palankası araştırmacılarının bilimsel titizlikle yazdığı iki yeni kitap ve sekiz yıllık projenin sonuçlarını halka sunan bir belgesel hakkında Macaristan Devlet Haber Ajansı MTI'ye bilgi verdi.

Zigetvar'daki Sultan Süleyman Türbe Palankası

Pécs Üniversitesi'nde (PTE) tarih ve coğrafya profesörü olan, Kanuni Sultan Süleyman'ın kalbinin ve iç organlarının gömüldüğü Zigetvar'daki Türbék'in yerini ekibiyle birlikte tam olarak tespit eden ve Macaristan'daki Sultan Süleyman araştırmalarını yürüten bilim adamları grubunun başkanlığını yapan Norbert Pap, Zigetvar kitap serisindeki ilk iki kitabın artık çevrimiçi mağazalarda mevcut olduğunu ve 12 Eylül 2020 Cumartesi günü itibariyle Zigetvar'da resmi olarak tanıtılacağını söyledi.

Prof. Dr. Pál Fodor, Macar Bilimler Akademisi Beşeri Bilimler Araştırma Merkezi'nin müdürü olan bir tarihçi ve Türkologdur. İlk kitapta Fodor, 16. ve 17. yüzyıl Osmanlı kaynaklarını baz alarak Türbék’ten diğer bir deyişle Sultan Süleyman’ın türbe palankasından bahsediyor. İkinci kitapta ise Prof. Dr. Norbert Pap, okuyucuları Sultan Süleyman‘ın hac şehri ile tanıştırıyor. Yine Cumartesi günkü etkinlikte, önümüzdeki hafta sosyal medyada da yayınlanacak olan ve araştırma projesinin sonuçlarını sunacak bir “Türbe’nin Gölgesinde Yaşam” isimli belgesel sunulacak.

Türbe Palankası hakkında yazılan 2 yeni kitap


Prof. Dr. Norbert Pap
 "8 yıldır, Zigetvar yakınlarındaki Turbék'te bulunan padişah mezar kompleksi araştırmasının birçok yerel ve uluslararası bilimsel işbirliği çerçevesinde yürütüldüğünü hatırlattı. Sultan Süleyman türbesi ve kompleksin diğer yapıları - cami, derviş manastırı, kışla - özellikleri ve işlevleriyle birlikte ortaya çıkarıldı, türbe palankasının surları da ana hatlarıyla belirlendi. Yani araştırmanın büyük bir aşaması bitti." dedi.

Prof. Dr. Norbert Pap


Tüm bunlara rağmen Norbert Pap, dört hektardan büyük araştırma alanının beşte dördünden fazlasının henüz çalışılmadığı göz önüne alındığında, sonuçları araştırmak ve yayınlamak için hala pek çok fırsat olduğuna inanıyor.

Profesörün açıklamasına göre, araştırmacılar üç yeni binanın daha izlerini buldular. Turbék'in sivil ve Hıristiyanların yaşadığı kısmının yerini belirlemeyi başardılar. Kaynaklara göre yerleşimdeki bir başka cami, ticari depolar, sivil nüfusun evleri, bir mezarlık ve hatta orada yaşayan Katolik Hıristiyan cemaatinin merkezi olarak hizmet veren bir ev veya ibadethanenin araştırmacıların listesinde olduğunu söyledi.

Norbert Pap'a göre, jeofizik araştırmalarla çıkarılan ve yönü Mekke'ye doğru olan daha küçük binalardan en az birinin de türbe olması muhtemel görünüyor ve 1566 Zigetvar kuşatması sırasında ölen bir Türk şehidi adına inşa edilmiş olabileceği varsayılıyor.

Norbert Pap, benzersiz anıt topluluğunun gelecekte müze formunda sergilenebileceğini umduğunu belirtti.

Kaynak: (MTI)

https://www.blikk.hu/sztarvilag/kultura/szigetvar-szulejman-kutatasok-konyvek-es-dokumentumfilm/692g5s9