29 Eylül 2023 Cuma

Macaristan'ın Nüfusu İle İlgili Güncel Veriler

Macaristan'ın son ulusal nüfus sayımından elde edilen veriler, evliliklerin arttığını ve 30 yaşın altında çocuk sahibi olanların oranının yükseldiğini gösteriyor. Diğer yandan ise ülke nüfusu yaşlanıyor.

Merkezi İstatistik Ofisi (KSH) Başkanı Áron Kincses, yaptığı açıklamada Macaristan'ın son ulusal nüfus sayımı verilerinin evliliklerde artış ve 30 yaş altı çocuklu nüfus oranında artış gösterdiğini ancak ülke nüfusunun yaşlanmakta olduğunu söyledi.

Macar Bayrağı

Kincses düzenlediği basın toplantısında, 2022 nüfus sayımı sonuçlarını açıklarken verilerin Macaristan'ın gelişmekte ve değişmekte olduğunu gösterdiğini söyledi. İstihdamın önemli ölçüde arttığını ve modern teknolojilerin işgücü piyasasını sürekli olarak yeniden şekillendirdiğini söyledi. Nüfusun yabancı dil yeterliliği, eğitim düzeyi ve dijital becerilerinin 11 yıl önce yapılan son nüfus sayımından bu yana önemli ölçüde arttığını söyledi. Sayımın proje yöneticisi Marcell Kovács, Macaristan'ın geçen yıl 1 Ekim'de sayımın başlangıcında 9.603.634 nüfusa sahip olduğunu söyledi. Kovács, 2011 ve 2022 nüfus sayımları arasındaki doğal nüfus kaybının 334.000 olduğunu söyledi. Yaşlılar, yani 65 yaş ve üzeri kişiler nüfusun %21'ini oluşturuyor. Kovács, sayılarının yaklaşık 2 milyon olduğunu söyledi. Demografik değişikliklerin bir sonucu olarak, 2011'de 1.000:1.106 olan erkeklerin kadınlara oranının geçen yıl 1.000:1.078 olduğunu söyledi. 15 yaş ve üzeri nüfusun %43'ü evliydi ve bu da son birkaç yılda evlenen çiftlerin sayısındaki artışı yansıtıyordu. Nüfusun üçte birinin hiç evlenmediğini belirten Kovács, 50 yaş altı erkeklerin %62'sinin bekar olduğunu, aynı yaş grubundaki kadınların ise %57'sinin medeni durumunun aynı olduğunu sözlerine ekledi.

Nüfus sayımına göre yetişkinlerin yaklaşık %33'ü ortaokul mezunu, %22'si de üniversite mezunu. Proje yöneticisi, sadece ilkokul eğitimi almış kişilerin oranının %23'e düştüğünü söyledi. On bir yıllık dönemde 3,9 milyon olan iş sahibi sayısının belirgin bir artışla 4,7 milyona, yani %49'a yükseldiğini belirten proje yöneticisi, geçen yıl işsiz sayısının 237.000 olduğunu kaydetti. Nüfusun %60'ı dini aidiyet sorusuna gönüllü olarak yanıt verdi. Yüzde elli, yani 2.9 milyon kişi Katolik olduğunu söylerken, bunların 2.6 milyonu Roma Katoliği, 165,000'i ise Yunan Katoliğiydi. Kovács, toplamda %16'sının Reform ve %3,1'inin Evanjelik inancına sahip olduğunu söyledi ve %27'sinin dindar olmadığını beyan ettiğini ekledi. Ulusal azınlık sorusuna ilişkin olarak Kovács, en büyük ulusal azınlığın 210,000 veya katılımcıların %2.5'inin belirttiği Romanlar olduğunu söyledi. Kovács, Alman ulusal azınlığın 143.000, Slovakların 30.000, Romenlerin 28.000 ve Ukraynalıların 25.000 olduğunu söyledi. Macaristan'da yaşayan yabancı uyrukluların sayısı 2011'den bu yana %52'lik bir artışla 218,000'e yükselirken, bunların %76'sı Avrupa'dan geliyor. Tam 82,000 kişi ise komşu ülkelerden gelmiştir. Kovács, dil becerileri açısından İngilizce'nin her dört Macar'dan biri tarafından konuşulan en yaygın yabancı dil olduğunu söyledi.

24 Eylül 2023 Pazar

Macaristan'ın başkenti Budapeşte ismini nasıl aldı?

17 Kasım 1873 tarihinde Tuna Nehri kıyısındaki ikiz şehirler, 200.000 nüfuslu Peşte ve 54.000 nüfuslu Buda, 16.000 nüfuslu pazar kasabası Óbuda ile birleşti. Bu birleşik yerleşime “Budapeşte” adı verildi. Birleşen bu şehre yeni bir isim bulmak onu birleştirmekten çok daha zordu.

Macaristan'ın başkentinin adının tarihi 1800'lü yılların başındaki Reform Dönemi'ne kadar uzanmaktaydı ancak Buda ve Peşte adları daha önce de vardı. Şimdi Buda ve Peşte kelimelerinin kökenini inceleyelim.

Macaristan'ın başkenti Budapeşte

Buda ve Peşte

Buda ismi, Peşte isminden çok daha önce ortaya çıkmıştır. Buda kelimesinin kökeni hakkında çeşitli varsayımlar var ancak gerçeğin tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Moğol istilasından sonra Buda Kalesi çevresinde oluşturulan yerleşime “Yeni Buda” anlamına gelen “Újbuda”, eski Roma merkezi Aquincum’un civarındaki yerleşim yerine ise “Eski Buda” anlamına gelen “Ó-Buda” deniyordu.

Bazı orta çağ kroniklerine göre, “Buda” ismi Hun Kralı Attila'nın kardeşi Bleda’dan (Buda) geliyordu ve o dönemde kullanılan popüler bir kişi adıydı. Diğer kaynaklar Slav ve Kelt kökenlerine ve suyla ilgili olduğuna atıfta bulunur. Bu kaynaklara göre Buda “voda” (su) kelimesinden gelmiştir.

Şehrin batı kısmı: Buda

“Pest” kelimesinin kökeni de benzer şekilde belirsizdir. Batlamyus'un II. yüzyılda yazdığı Dünya Haritasına Giriş adlı eserinde Aquincum'a “Pession” denilmektedir ve bazıları “Pest” kelimesinin kökeninin buradan geldiğine inanmaktadır. İsmin Gellért Tepesi ile ilgili olduğuna dair daha kabul gören bir açıklama vardır. Slavca “pest” kelimesi mağara, kaya oyuğu anlamına gelir. Eski Macarca’ya Slavca’dan geçmiştir. Bu nedenle Gellért Tepesi başlangıçta “Pest Tepesi” olarak adlandırılmıştır ve eteğindeki nehir geçidinin ismi de Pest'tir. Tabii ki burası şehrin Buda tarafındadır fakat o tarihteki belgelerde belirtildiği gibi karşıdaki erişilebilir kıyı da adını buradan almıştır.

Şehrin doğu kısmı: Peşte

İsim Önerileri: Pest-Buda, Buda-Pest ya da Honderű?

İki şehrin birleşme fikri ilk olarak 1830'lu yıllarda Reform Dönemi'nde ortaya çıktı. İlk fikir Zincir Köprü’nün inşası ve diğer birçok çığır açan gelişmede çok büyük katkılar olan kont István Széchenyi'den çıkmıştı. Bu iki yerleşim yeri ikiz şehir olarak kabul edildiğinden genellikle büyüklük sırasına göre “Pest-Buda” olarak birlikte anılırlardı. Kont Széchenyi ilk olarak 1831 tarihli Világ ('Dünya') adlı eserinde “Buda-Peşte” olarak adlandırdığı birleşik bir şehir hakkında yazdı. Zincir Köprü'nün inşasının “En Büyük Macar” olan István Széchenyi için gizli bir amacı vardı: İki şehrin birleşmesi. Fakat bu birleşme için 1873 yılına kadar beklemek gerekecekti. Széchenyi çok istediği bu birleşmeyi göremeden 08 Nisan 1860 tarihinde hayatını kaybetti.

En Büyük Macar: István Széchenyi

Şehre yeni bir isim bulmak, onu birleştirmekten daha zor oldu. Tartışmalar on yıllar boyunca sürdü. Széchenyi, “Buda” isminden memnun olsa da “Pest” ismini pek sevmiyordu. Bu durumun da haklı bir sebebi vardı. “Pest” kelimesi Almanca'da “veba” anlamına geliyordu. Bu nedenle Széchenyi, gelecekte birleşecek şehirlerin ortak adı için çeşitli alternatifler üretti: Etelvár, Ikervár, Delivár, Hunvár, Bájkert ve Dunagyöngye. En sevdiği isim Honderű'ydü ve 1840'ların başına kadar bu isim için çok güçlü bir lobi faaliyeti yürüttü.

İşte o zaman yazar ve devlet adamı József Eötvös devreye girdi. Mükemmel bir Fransızca konuşan Eötvös, Széchenyi'nin dikkatini önerdiği ismin olumsuz yönüne çekti. Fransızca’daki “Honte des rues” terimi “sokakların utancı” anlamına geliyordu. Bunun üzerine Széchenyi bu isimden vazgeçti ve yeni bir isim arayışına da gitmedi.

Bundan sonra “Pest-Buda” isminin kullanımı bir süre daha devam etti, ta ki bu ismin bir haritaya yazılması gerekene kadar. Haritada “Pest-Buda” şeklindeki yazılış şehre aşina olmayan gezginler için yanıltıcı olabilirdi. Bu yazım düzeninde Buda tarafında “Peşte”, Peşte tarafında “Buda” gibi görülebilirdi. Karışıklığa mahal vermemek için nüfusların büyüklüğünü göz ardı ettiler ve yerlerini değiştirdiler. “Pest-Buda”, “Buda-Pest” ismine dönüştü.

İlk kez 1846 yılında Toldi'nin dokuzuncu şarkısında şehrin adını tanımlayan ünlü şair János Arany tarafından arada kısa çizgi olmadan kullanılmıştır: "Budapest városát sok ezeren lakják." (Budapeşte şehrinde binlerce kişi yaşıyor.)

Sonunda, 17 Kasım 1873 tarihinde Buda, Peşte, Óbuda ve Margit Adası birleşti. Böylece yeni başkenti oluştu. Bu birleşmeden itibaren herkes tarafından kullanılan adıyla “Budapeşte” ismi ortaya çıktı.

Budapeşte'nin ilk arması...

16 Eylül 2023 Cumartesi

Macarlara Gönül Veren Habsburg Kraliçesi: Elisabeth Wittelsbach

Bundan 125 yıl önce bir İtalyan anarşist, kendisini Macar olarak gören Macaristan'ın sevgili Kraliçesi Elisabeth Wittelsbach'ı, nam-ı diğer Sissi'yi öldürdü. Bu yazıda Kraliçe'nin öldürülmesini çevreleyen koşulları inceleyecek ve ölümünden sonra oluşan kültü keşfedeceğiz.

Macaristan Kraliçesi Elisabeth Wittelsbach

Düşes Elisabeth Amalie Eugenie olarak 24 Aralık 1837 tarihinde Bavyera'da doğan Elisabeth, hem Avusturya İmparatoriçesi hem de Macaristan Kraliçesi'ydi. İmparatoriçe Elisabeth, Habsburg İmparatoru ve Macaristan Kralı I. Franz Joseph'in eşiydi. İlk görüşte aşkla birbirlerine bağlandılar ancak 1854 yılında evlendikten kısa süre sonra sert Viyana saray hayatı ve imparatoriçenin kayınvalidesiyle yaşadığı çatışmalar nedeniyle gölgelendi. Elisabeth saray hayatından kaçmak için sık sık seyahat ediyordu. Bu nedenle 1898'de trajik bir suikasta kurban gittiği İsviçre'ye seyahat etti.

Macaristan Kraliçesi Sissi

Bir Yanlış Anlaşılmanın Kurbanı

Sissi ve Macar arkadaşı Ida Ferenczy, Eylül 1898'de İsviçre'nin Cenevre kentine geldi. İtalyan bir anarşist olan Luigi Luccheni, bu sırada şehri ziyaret edecek olan Orleans Prensi Philip'e suikast düzenlemek amacıyla şehirde bulunuyordu.

Luigi Luccheni

Luccheni'nin amacı, kurbanın kimliğine bakmaksızın bir aristokratın, tercihen kraliyet ailesinden birinin kanını dökmekti. Prens tarafından planlanan gezi iptal edildi ve genç adam Cenevre'de yönsüz kaldı. Daha sonra Macaristan Kraliçesi İmparatoriçe'nin İsviçre'de bulunduğu haberini aldı. Dikkat çekmemeye çalışmasına rağmen, varlığı İsviçre gazeteleri tarafından sansasyonel bir şekilde haberleştirildi. Kraliçe'nin hayatı bir magazin haberi yüzünden trajik bir şekilde etkilendi. Sissi aslında birkaç haftadır tıbbi tedavi için Montrö'de bulunuyordu. 9 Eylül'de refakatçisiyle birlikte Cenevre'ye gitmiş ve bir gece burada kalmıştı.

Luigi Luccheni önceki eylemlerinin sonuçsuz kaldığını düşündü ve bunun yerine Elizabeth'i hedef almaya karar verdi. 10 Eylül 1898 tarihinde Sissi Montrö'ye dönmek üzere Cenevre Gölü'nü geçen bir teknedeyken, suikastçı çoktan onu izliyordu. Fırsattan istifade ederek Sissi'nin yanına atladı ve keskin bir eğeyi göğsüne sapladı. Daha sonra bu darbenin İmparatoriçe'nin kalbini deldiği anlaşıldı.

Sissi yere yığılmış ancak kargaşa sırasında birinin onu ittiğini düşünerek hızla ayağa kalkmıştır. Ancak korsesini gevşettiklerinde önemli miktarda kanla karşılaşmışlardır. Derhal otele geri götürülmüş ve tıbbi müdahalede bulunulmuş ancak ne yazık ki kısa bir süre sonra vefat etmiştir. Kraliçe zamanında ameliyat edilmiş olsaydı, o dönemin tıbbi kısıtlamaları göz önüne alındığında bile hayatının kurtarılabileceğine inanılıyor.

Hayal kırıklığına uğramış suikastçı

Suikastçı Luccheni yoldan geçenler tarafından yakalandı ve derhal polis tarafından gözaltına alındı. Kraliçenin öldüğünü öğrenince büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Suikast anarşistler arasında bile tartışmalara yol açtı. Anarşist medya, siyasette aktif rol oynamayan bir imparatoriçenin ortadan kaldırılmasının gereksiz olduğunu düşünerek cinayet hakkında karışık duygular sergiledi. Luiggi Luccheni beklenen takdiri görmedi. Mahkeme onu tehlikeli bir anarşist suikastçı olarak görmek yerine akıl hastası olarak değerlendirdi ve idam yerine hapse mahkum etti, daha sonra da kendini astı.

Sissi kültü

Kraliçe Sissi'nin vefatı tüm monarşi için büyük bir şok oldu. Macaristan'da onun anısına özel bir anma töreni düzenlendi. 20. yüzyılda Sissi'nin karakteri etrafında hatırı sayılır bir takipçi kitlesi oluştu.

Kraliçe'nin cenaze töreni

Macaristan'ın dört bir yanındaki çok sayıda kasaba ve caddeye onun adı verilmiştir. Budapeşte'deki Elisabeth Köprüsü, Pesterzsébet Bölgesi, János Tepesi'ndeki gözetleme kulesi ve Komárom'daki Elisabeth Köprüsü bu tür yerler arasındadır. Ayrıca Elisabeth'in ikonik statüsünü anan çeşitli kamusal heykeller, romanlar, filmler ve oyunlar da bulunmaktadır.

"Büyük Halk Masalı Anlatıcısı" olarak tanınan ünlü Macar yazar Elek Benedek, Kraliçe Elisabeth'in ölümünün ardından ulusun duyduğu üzüntüyü dile getirdi: "Biz onun başına bir taç koyduk, o ise bize kalbini verdi."