19 Aralık 2019 Perşembe

Zsigmond Fejes ve 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na Gezisi

Macar öğretmen ve yazar Zsigmond Fejes 1881 yılında Macaristan’ın Nagycsány köyünde dünyaya geldi. 1906-1941 yılları arasında Macaristan’ın Pápa şehrinde bulunan Ref. Koleji'nde öğretmenlik ve 1929-1941 yılları arasında ise aynı kolejde müdür olarak görev yaptı. Kolej'in izci takımını 1932'de kurdu ve kendi öncülüğünde 1940'ta İngiltere'de bir izci kampı düzenledi. 07 Haziran 1947 tarihinde Pápa şehrinde vefat etti.

Zsigmond Fejes

Zsigmond Fejes, aynı kolejden bir diğer öğretmen Dr. Béka Lakos, İstanbullu olan ve o dönemde Budapeşte Teknik Üniversitesi öğrencisi, çok iyi derecede Macarca konuşabilen Hüseyin Arif ile birlikte toplamda 3 kişi 07 Temmuz 1914 tarihinde Budapeşte’den Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru yola çıkıyorlar.

Ermenek - Alanya yolu. Soldan Sağa: Arif, Fejes, Lakos
Ermenek - Alanya yolu. Soldan Sağa: Arif, Fejes, Lakos

Bundan sonraki satırları Zsigmond Fejes’in Macarca yayınlanmış olan “Kisázsia Tanulmányút" (Küçük Asya'ya Çalışma Gezisi) isimli makalesinden Türkçe’ye çevirdim ve sizlere aktarmaya çalışacağım. Zsigmond Fejes seyahatin ilk amacını Anadolu’nun ve özellikle Kilikya Bölgesi’nin ekonomik, coğrafik ve etnografik yapısını incelemek olduğunu belirtiyor. Bu seyahatte Hüseyin Arif sadece tercüman olarak değil aynı zamanda herhangi bir sorunda yardımcı olan bir yolculuk arkadaşı gibi yer alıyor.

07 Temmuz 1914 tarihinde öğleden sonra 15:20 sularında Budapeşte’den hareket ediyorlar ve akşam saatlerinde Belgrad sınırlarına ulaşıyorlar. 28 Haziran 1914 tarihinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı Ferdinand ve eşinin öldürülmesi üzerine Belgrad’da ortam karışık. Zsigmond Fejes henüz savaş olasılığını düşünmemiştik diyor. Ancak Sırp gümrüğünde fotoğraf makinesi ve eşyalara el konulacağından korkuyorlar. Fotoğraf makinesi detayı da burada önemli. Bu seyahatte Zsigmond Fejes fotoğraf çekme ve coğrafi konulardan sorumlu.

Niş, Sofya ve Edirne üzerinden 09 Temmuz 1914 günü sabah saat 9 sularında İstanbul’a ulaşıyorlar. 4 gün boyunca o dönem başkent olan İstanbul’da kalıyorlar.

14 Temmuz 1914 - İstanbul

Daha sonra 2 günlüğüne Bursa gezisi düzenliyorlar. Orada padişahların türbelerini ziyaret ediyorlar. İstanbul, Haydarpaşa Garı’na geri dönüyorlar ve orada Bağdat trenine biniyorlar. İlk hedefleri Adana şehrine ulaşmak. Bu seyahat, bazı şehirleri ziyaret ettikleri için aralıklı olarak tam 8 gün sürüyor. Zsigmond Fejes bu yolu sadece Almanlar’ın inşa ettiği Bağdat demiryolu ile gitmelerinin mümkün olduğunu söylüyor.

Seyahatte ilk durakları Hereke. Burada dokuma ve halı fabrikasına bir ziyarette bulunuyorlar.

17 Temmuz 1914 - Hereke Dokuma ve Halı Fabrikası ziyareti

Daha sonra Eskişehir’de bir gün geçiriyorlar. 40.000 nüfuslu şehir 800 metre rakımda bulunuyor. Burada kaymakam tarafından çok sıcak bir şekilde karşılandıklarından bahsediyor Fejes. Eskişehir’den Konya’ya yol sabah 6’dan akşam 8’e kadar sürüyor. Konya’daki bozkırı Hortobágy’ın bazı bölümlerine benzetiyor. Konya civarında kaliteli buğday yetiştirildiğinden bahsediyor. 60-70 bin nüfuslu Konya’da iki gün geçiriyorlar. 24 Temmuz 1914 akşamı Adana’ya ulaşıyorlar. Adana’dan demiryolu ile İskenderun’a geçiyorlar. Burası onların seyahatindeki en doğu noktası olarak kayıtlara geçiyor. Buradan o dönemki Küçük Asya’nın en işlek liman şehri Mersin’e geçiyorlar. Antalya Konsolosu Budapeşte kökenli Macar Pözel, Lloyd isimli bir Avusturya gemisiyle kendilerine ziyarete geliyor ve orada Alanya’da Konsolos Pözel’in yazlığında buluşmak üzere sözleşiyorlar. Aynı günün akşamı Konsolos Pözel gemiyle Antalya’ya geri dönüyor. Fejes burada savaşın çoğu şeyi değiştirdiğini söylüyor. Konsolos Pözel’le Alanya’da buluşamıyorlar. Belgrad’ın bombalandığı haberini Mersin’de alıyorlar. Mersin’de iki gün kaldıktan sonra Silifke’ye doğru hareket ediyorlar. Silifke’den Ermenek’e at üstünde geçiyorlar. Çünkü burada at arabası için yol yok. Bu yol üzerinde bulunan telgraf ofisinden Avrupa’daki durum hakkında bilgi alma şansları oluyor. Silifke’den Ermenek’e yol tam 5 gün sürüyor. Ermenek’ten Alanya’ya yine zorlu bir yoldan sonra nihayet Alanya’ya ulaşıyorlar. Fejes, Alanya’nın eskiden bir kale şehir olduğunu ve kale duvarların da hala ayakta olduğunu söylüyor. Şehrin konumu çok güzel. Çoğu ev buruna doğru inşa edilmiş. Lakos ve Arif burada şehrin yöneticisiyle görüşüyorlar. Artık ihtiyaçları olmadığı için eşekleri satıyorlar.

17 Ağustos 1914 - Alanya

Yukarıda da belirttiğim üzere Antalya Konsolosu Pözel savaş sebebiyle maalesef Alanya’daki buluşmaya gelemiyor. 18 Ağustos 1914 günü sabah saatlerinde küçük bir benzinli tekneyle 120 km uzaklıktaki Antalya’ya geliyorlar. Burada birkaç gün geçiriyorlar. Zsigmond Fejes’in 19 Ağustos 1914 tarihinde çektiği Antalya Hadrainus Kapısı fotoğrafı var.

19 Ağustos 1914 - Antalya Hadrianus Kapısı

20 Ağustos 1914 - Antalya Yat Limanı

Antalya'dan 4 günlük bir gemi yolcuğu ile İzmir’e geliyorlar. Artık dönüş yolundalar. Daha sonra Bandırma’dan İstanbul’a askeri bir amaçla kullanılan gemi ile seyahat ediyorlar. İstanbul’da tekrar Macar büyükelçi ile görüşüyorlar. Çektikleri fotoğraflar son derece önemli olduğu için büyükelçiye bu konuyla ilgili danışıyorlar. Büyükelçilikte kamera çantaları büyükelçilik mührüyle kapatılıyor ve koruma altına alınıyor. Yolda herhangi bir sorunla karşılaşmamak için büyükelçilik tarafından yazılan iki adet de resmi mektubu da yanlarına alıyorlar. Karadeniz üzerinden Köstence’ye ulaşıyorlar. Buradan da Bükreş’e. 5 saatliğine Bükreş’i gezme fırsatları oluyor ve daha sonra 30 Ağustos 1914 gece 22.00 sularında Predeal yakınlarında Macaristan sınırlarına giriş yapıyorlar. (bugünkü Romanya sınırlarında bulunan Braşov kenti yakınlarında küçük bir kent.)

28 Ekim 2019 Pazartesi

Macar Kültür Merkezi Ziyaretim

Herkese merhaba. Sziasztok mindekinek! Uzun zamandır istediğim fakat İstanbul'a yolum düşmediği için gidemediğim Macar Kültür Merkezi'ni en sonunda 16 Eylül 2019 tarihinde ziyaret ettim. Macar Kültür Merkezi'nin Müdürü Gabor Fodor ile Macaristan ve Macar tarihi üzerine keyifli bir sohbet imkanı buldum. Kendisine, beni ağırladığı ve Macar Kültür Merkezi'ni tanıttığı için teşekkürlerimi sunuyorum.

Macar Kültür Merkezi Girişi

Macar Kültür Merkezi Müdürü Gabor Fodor ve Hungarolog Onur Şahin

Gabor Bey, Macarca kitaplardan oluşan kütüphane için çok çaba sarfettiklerini ve kitap sayısının daha da artacağını söyledi. Kültür merkezini ziyarete gelen misafirlerle burada fotoğraf çektirmek adeta bir gelenek olmuş. Bize de bu değerli kütüphane önünde poz vermek düştü.

Macar Kültür Merkezi İç Kısım

Macar ve Türk Bayrakları

Ünlü Macar ressam Levente Baranyai'nin Türkiye'deki ilk kişisel sergisi olan, insan elinin dünyaya verdiği zararı konu edinen, "Tyrannussapiens'in İzinde" isimli sergisini de ziyaret etme imkanım oldu.




Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya'nın oluştuğu Visegrad Grubu

Macar Kültür Merkezi'nde bulunan dev Rubik Küpü

Macar Kültür Merkezi Bilgileri
Adres: Gürsel Mahallesi, İmrahor Caddesi No:23 B Blok Kağıthane/İstanbul
E-posta adresi: macarkulturmerkezi@mfa.gov.hu
Telefon: +90 212 243 8288

Ziyaret Saatleri
Pazartesi: 10:00-17:00
Salı - Cuma: 10:00-18:00
Cumartesi: 12:00-18:00

Ulaşım
Macar Kültür Merkezi Kağıthane Polat Ofis'in giriş katında bulunmaktadır. Taksim Gümüşsuyu peronundan kalkan 48T otobüs ile 15 dakika içinde Kağıthane Belediyesi durağında inerek kolayca ulaşabilirsiniz. Mecidiyeköy'den gelmek için ise 49 numaralı otobüs (üst geçitten sonraki durak) ile 15 dakika içerisinde aynı durakta inerek bize ulaşabilirsiniz. Diğer otobüsler: 41Y, 41ST, 44B

Macar Kültür Merkezi'nin haritadaki konumu

16 Ağustos 2019 Cuma

Prof. Dr. László Rásonyi

Prof. Dr. László Rásonyi

Eski Türk kavimlerinin tarihi ve Türk-Macar ilişkileri konusundaki çalışmalarıyla tanınan ve Türkiye'deki Hungaroloji Ana Bilim Dalı'nın kurucusu Macar Türkolog.

László Rásonyi 22 Ocak 1899 tarihinde Liptószentmiklós’ta (günümüzde Slovakya sınırları içindeki Liptovský Mikuláš) doğdu.

Budapeşte ve Berlin Üniversitesi'nde Türkoloji ve Hungaroloji öğrenimi gördü. 1929'da Helsinki Üniversitesi'nde çalıştı. 1933-1934 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Türk Araştırmaları Enstitüsü'nde çalışmalar yaptı.

Prof. Dr. László Rásonyi, 1935 yılında Türk dili ve Türk tarihi çalışmalarına katkıda bulunacak bilim adamları yetiştirmek üzere faaliyete geçen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne Atatürk'ün isteğiyle kürsü kurucusu ve hocası olarak getirildi. Hungaroloji’nin kuruluşunda çok büyük emeği olan Prof. Dr. Rásonyi, Hungaroloji kütüphanesi'nin kurulmasında da büyük rol oynadı. Bu büyük bilim adamının Türkiye'ye gelmesinde o dönem Macaristan Eğitim Bakanı olan ünlü tarihçi Bálint Hóman'ın da büyük payı olmuştur. 1942 yılında Prof. Dr. Rásonyi Macaristan'a dönmüş, yerine 1943 yılında Tibor Halasi-Kun gelmiştir.

Prof. Dr. László Rásonyi, Türkiye'den ayrıldıktan sonra Macaristan'da Kolozsvár Üniversitesi'nde (Kolozsvár: günümüzde Romanya sınırları içindeki Cluj) Türkoloji profesörlüğüne atandı. 1942-1944 yılları arasında bu üniversitede Türkoloji kürsüsünün kurulmasına önayak oldu. 1946'da Budapeşte'ye döndü. Balkan Enstitüsü'nde (1947-1949) ve Macar Bilimler Akademisi'nde çalıştı. Doğubilim Enstitüsü'nü kurdu. 1962’de emekli olan Rásonyi, Ankara Üniversitesi’nin daveti üzerine Hungaroloji Kürsüsü’ndeki profesörlük görevine döndü ve bu görevi sekiz yıl daha sürdürdü. Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu şeref üyeliğine seçildi, Cumhuriyet’in 50. yıl dönümünde devlet nişanı aldı. Aynı yıl Macar Bilimler Akademisi kendisine dil bilimi doktoru unvanını verdi.

4 Mayıs 1984 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de öldü.


Budapeşte 11. Bölgede bulunan hatıra plaketi

Eserleri
Prof. Dr. László Rásonyi, bilim çevrelerinde Türk onomastiği alanındaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Onomasticon Turcicum adlı eseri bu yolda yeni bir çığır açmış ancak çeşitli girişimlere rağmen Türkçede henüz yayımlanamamıştır. Rásonyi'nin Türkçeye çevrilmiş eserleriyse şunlardır:

Tuna Köprüleri, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü
Tarihte Türklük, Örgün Yayınları
Türk Devletinin Batıdaki Vârisleri ve İlk M. Türkler, TKAE Yayınları
Doğu Avrupa'da Türklük, Selenge Yayınları
Anadolu'da Hristiyan Türkler


Doğu Avrupa'da Türklük Kitabı

7 Şubat 2019 Perşembe

Osmanlı Dönemi Macar Şehir İsimleri

Merhaba. Bu yazımızda günümüzde Macaristan sınırları içinde kalan Osmanlı dönemindeki Macar şehir ve kalelerine verilen Türkçe isimleri paylaşıyoruz.

Macarca
Türkçe
Buda
Budin
Esztergom
Estergon
Pécs
Peçuy
Eger
Eğri
Győr
Yanıkkale
Székesfehérvár
İstolni Belgrad
Mohács
Mohaç
Szigetvar
Zigetvar
Nagykanizsa
Kanije
Szeged
Segedin
Veszprém
Vespirim, Pesprim
Szolnok
Solnok, Sonluk
Simontornya
Şimontorna
Szekszárd
Seksar, Sekçay
Komárom
Komaran
Kecskemét
Keçkemet, Keskemet
Szécsény
Seçen
Hatvan
Hatvan
Kaposvár
Kapoşvar
Nógrád
Novigrad

1617 yılında Budin

17 Ocak 2019 Perşembe

Son Budin Valisi : Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa

Son Budin Beylerbeyi Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa (1616 - 2 Eylül 1686) aslen yeniçerilikten yetişmiş bir askerdir. 1669 yılında yeniçeri ağalığı görevine tayin edildi. Girit kuşatmasında gösterdiği başarılar üzerine vezirlik rütbesine terfi etti. Bundan sonra sırasıyla; Bağdat, Mısır, Bosna ve Budin valiliklerinde bulundu. 1684 yılında Halep Valiliğine, aynı yıl tekrar Budin Valiliğine tayin edildi.

Budin Valisi iken az bir kuvvetle 1686 yılında doksan bin kişilik Haçlı ordusunun kuşatmasına karşı durdu. Üç buçuk aylık kuşatma süresince Haçlı ordularının art arda on sekiz taarruzunu püskürttü ve düşmanın teslim tekliflerini de geri çevirdi. Gittikçe azalan kuvvetlerine şehre hakim tepeleri ele geçiren Kutsal İttifak ordusu yüzünden yardımcı kuvvet de alınamıyordu. Savaş sırasındaki talihsizliklere 1500 Osmanlı askerini aynı anda öldüren cephanelik patlaması da eklenince savunma zorlaşır. Daha sonra bütün askerlerini gönderip yüz tane fedaisi ile iç kaleye çekilir. Çok rahatlıkla kaçıp kurtulabileceği halde, "Bize yakışmaz... şanımıza leke sürdürmem!.." diyerek koca bir ordu karşısında askerleriyle birlikte ön saflarda çarpışmaya katılır. 2 Eylül 1686 günü Kutsal İttifak birlikleri altı koldan genel taarruza geçer. Abdurrahman Abdi Paşa Beç Kapısı'nda hakkın rahmetine kavuşur. Öldüğünde 70 yaşındadır. Ancak, öldüğüne İttifak kuvvetlerinden kimse kanaat getiremez, yanına da sokulamazlar. Korku ve endişeyle bakarlar. Onun yerde cansız uzandığını görenler, öyleyse gidin de gözlerinizle görün derler. Merhum Yiğit Arnavut Paşa, kolay kolay hafızalardan silinmeyen bir yer etmiştir kalplerde.

Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa

Şehre daha sonra yerleşen Macarlar ise Abdi Paşa'nın kahramanlıklarını asırlar boyunca unutmazlar ve şehit düştüğü yere çok daha sonraları üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu bir mezar taşı dikerler.

Bu taşta "145 yıllık Osmanlı egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!" yazılıdır.

Mezar taşındaki Osmanlı Türkçesi ibare şu şekildedir: "Bûdîn vilâyeti son vâlîsi Vezîr Arnavud 'Abdurrahman 'Abdî Paşa 1686 senesi eylülünün ikisinde ba'de zuhr işbu mahall civârında şehîd olmuşdur. Rahmetullâhi 'aleyh''

Kabri, Toth Arpad Sokağı’nda bulunmaktadır. Beç Kapısı’na hâkim tepemsi görünümlü bir düzlüktedir. Dört köşesi gülle ile çevrilidir ve zincirlerle de korumaya alınmıştır.

Abdurahman Abdi Paşa'nın mezar taşı (Türkçe bölüm)

Abdurahman Abdi Paşa'nın mezarı (Macarca bölüm)