12 Haziran 2020 Cuma

Türk Psikolog için Büyük Bir Meydan Okuma: Macarca

Dr. Didem Kepir-Savoly. Ülkemizi Macaristan'da başarılı bir şekilde temsil eden bir psikolog. "Kisalföld" yerel gazetesi de kendisiyle ilgili bir haber yayınladı. Ben de bu haberi noktasına virgülüne dokunmadan Macarca'dan Türkçe'ye çevirerek değerli okuyuculara sunuyorum.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TÜRK PSİKOLOG İÇİN BÜYÜK BİR MEYDAN OKUMA: MACARCA

Didem hayatında neyin önemli olduğuna burada farkına vardı

Dr. Didem Kepir-Sávoly, Sopron'da yaşayan Türk kökenli bir psikologdur. Yaşam yönetimi danışmanlığı yapmaktadır ve üniversitenin Benedek Elek Eğitim Fakültesi'nde misafir öğretim üyesidir. Sopron'a nasıl geldiğini, burada aradığını bulup bulamadığını ve planlarının ne olduğunu konuştuk.

“Türkiye'nin batısında doğdum. Psikolojik Danışmanlık alanında doktora yaptım. Kariyer ve yaşam danışmanlığı alanında uzmanlaştım. Macar eşim Loránd ile birlikte iki buçuk yıldır Sopron'da yaşıyorum.” Didem bunları İngilizce anlatıyor. Macarcayı çok az konuşabiliyor. “Eşimle 2007 yılında Budapeşte'de üniversiteden arkadaşlarımla birlikte Noel tatilimi geçirdiğim sırada tanıştım. Başlangıçtan beri İngilizce ortak dilimizdi, ilk başta kolay değildi, ama ilişkimiz gibi dil becerilerimiz de derinleşiyor” diyor gülümseyerek. Didem ve Loránd 2013'te evlendiler. Didem o zaman Ankara'daki üniversitelerden birinde ders veriyordu. Loránd da birlikte olmak için birkaç aylığına oraya taşındı, ancak Loránd kalabalık başkentte aradığını bulamadı.

Dr. Didem Kepir-Sávoly Sopron’un tarihi binalarına ve doğal çevresine çok değer veriyor.

“Nasıl devam edeceğini karar vermek gerekti. Geçiş yapmayı sevdim. Terapötik çalışmalar tam zamanlı ders vermekten daha ilgi çekiciydi. İstifa etmeden önce, bir yıllık ücretsiz izin aldım ve Sopron'a taşındık. Loránd burada doğdu ve büyüdü, bu şehri seviyor. Ben hayatımızı Budapeşte’de hayal etmiştim, büyük bir şehirde kişilerle iletişimde bulunmak daha kolay olurdu. Loránd Avusturya’da çalışıyor, ben de ilerde Viyana’da iş bulmak amacıyla Almanca öğrenmeye başladım. Bu sırada babam vefat etti, annemin yanında olmak için birkaç aylığına Türkiye’ye döndüm.”

2019 yılında Sopron'a döndüğünde, anadili Türkçe olan kişiler için çevrim içi psikolojik danışma ve kariyer danışmanlığı başta olmak üzere çevrim içi terapi işini kurmaya başladı. Şubat ayından itibaren üniversitenin Benedek Elek Eğitim Fakültesinde, uluslararası öğrencilere İngilizce olarak kariyer gelişimi ve danışmanlık öğretiyor.

Ayrıca şubat ayında üniversitede Macarca öğrenmeye başladım, ancak virüs durumu bu süreci yavaşlattı. Almanca öğreneceğim diye daha önce Macarca bir dil kursuna kayıt yaptırmadım ve Macarcayı da kendi kendime öğrenmek istediğimden dolayı çok zaman kaybettim. Dil engeli nedeniyle çevremden soyutlandığımı hissediyorum, bu yüzden samimi dostluklar kurmak zor oluyor. Bunu çok özlüyorum. Mağazalarda temel düzeyde kendimi ifade edebiliyorum, fakat örneğin eğer dili daha iyi konuşabilsem, güler yüzlü komşumuz teyzeyle sohbet etmek isterim, daha sonra ekliyor: Sopron, tarihi binaları, eski kenti ve doğal çevresinden etkilenen sakin bir şehirdir. Doğanın yakınlığı canlandırıcı, sakinleştirici, burada hayatımda önceliklerin neler olduğunu, gerçekte kim olduğumu fark ettim. Terapötik çalışmaya devam etmek istiyorum ve yakın gelecekte ikimizin de İngilizce konuşabileceği batıya doğru ilerlemeyi planlıyoruz. Ülkenin doğal güzelliği de yer seçiminde kesinlikle önemli bir rol oynayacaktır.

Kaynak: Kisalföld Gazetesi
Haber: Erika Nagy-Máthé
Fotoğraf: Dávid Magasi

1 Haziran 2020 Pazartesi

Macar Tarihinde Bir Kırılma Noktası: Trianon Antlaşması

Trianon Antlaşması, 4 Haziran 1920 tarihinde, I. Dünya Savaşı'nın galip İtilaf Devletleri ile Macaristan arasında, Fransa'nın Versay kentindeki Trianon Sarayı'nda imzalanan ve savaşı resmen sona erdiren antlaşmadır. Antlaşma 31 Temmuz 1920 tarihinde yürürlüğe girdi. 2020 yılı Trianon Antlaşması'nın 100. yılı...

Bu anlaşma Almanya'da olduğu gibi Macaristan'da da tepkiyle karşılanmış ve kaybettiği toprakları geri almaya yönelik politikalar izlenmesine neden olmuştur.

Macaristan'dan koparılan topraklar

HAZIRLIK
Müttefik Devletler'in savaştan sonra Macaristan'a barış şartlarını sunması oldukça gecikti. Bunun nedeni önceleri Macaristan'da Béla Kun liderliğindeki komünist rejimin varlığı ve sonraları daha ılımlı iktidarlar gelmesine rağmen Romanya'nın Budapeşte'yi işgali döneminde (Ağustos-Kasım 1919) yaşanan siyasi çalkantılardı. Sonunda Müttefikler yeni bir hükumeti tanıdılar ve 16 Ocak 1920 tarihinde antlaşmanın bir ön metnini Macar delegesine verdiler.

Anlaşmanın imzalandığı yer: Trianon Sarayı

ANLAŞMANIN ŞARTLARI
1) Toprak kaybı

Bu antlaşma ile Macaristan, topraklarının ve nüfusunun 2/3'ünü kaybetti. Bu anlaşmayla yaklaşık 3,5 milyona yakın Macar, ülke sınırlarının dışında kaldı.
  • Slovakya, Rutenya'nın Karpat Dağları altında kalan kısmı (bugün Zakarpatskaya adıyla Ukrayna'nın bir ili), Pressburg (Bratislava) ve bazı küçük yerler Çekoslovakya'ya verildi.
  • Batı Macaristan (Sopron hariç Burgenland'ın çoğu) Avusturya'ya verildi.
  • Hırvatistan (Medimurje dahil), Slovenya (Prekomurje dahil), Voyvodina ve Banat'ın bir kısmı Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'na (Yugoslavya'ya) verildi.
  • Banat'ın büyük kısmı ve Transilvanya Romanya'ya verildi.
  • Fiume İtalya'ya verildi.
  • Slovakya'nın kuzeyindeki birkaç köy Polonya'ya verildi.

2) Diğer Şartlar
  • Milletler Cemiyeti’ne Macaristan da dahil edildi.
  • Macaristan ordusu, 35 bin kişi olarak sınırlandırıldı. Hafif silahlı bu ordu sadece iç güvenlik ve sınır güvenliğinden sorumlu olacaktı.
  • Macaristan'ın ödeyeceği ağır savaş tazminatları sonradan belirlenecekti.

Macaristan'ın Kiskunhalas şehrindeki Trianon anıtı

Bu antlaşma neticesinde günümüzde Romanya'da yaklaşık 1 milyon 200 bin, Slovakya'da 500 bin, Sırbistan'da 250 bin, Ukrayna'da 150 bin, Avusturya'da 50 bin, Hırvatistan'da 15 bin, Slovenya'da ise 10 bin civarında Macar kökenli vatandaş yaşıyor.