24 Temmuz 2020 Cuma

Koronavirüs 200’den fazla yeni Macarca kelime yarattı

Karanténkert (karantina bahçesi) koronamém (korona capsleri) pánikvásárló (panik alıcı), vécépapírkrízis (tuvalet kağıdı krizi)… daha önce Macarca’da kullanmadığımız kelimeler. Ne anlama geliyorlar? Macarca ve diğer dillerde nasıl görünüyorlar? Bu kelimeler ne kadar hayatta kalır? Koronavirüs salgınının dünyada patlak vermesinden bu yana dil bilimciler son birkaç aydaki bu yeni ortaya çıkan kelimeleri araştırdılar.

Macar Bayrağı

Doç. Dr. Ágnes Veszelszki, Budapeşte Corvinus Üniversitesi’nde İletişim ve Medya Çalışmaları Bölüm Başkanı ve aynı zamanda hevesli bir dil araştırmacısı. Veszelszki, son zamanlarda yapılan bir çalışmasında, hepsi koronavirüs salgını sebebiyle ortaya çıkan 200'den fazla yeni Macarca kelime ve ifadeyi toplamayı ve incelemeyi amaçladı. Bunlar bizim dilimizde hızlı bir şekilde ortaya çıktı ve birçok kişi bunları günlük konuşmalarda- hem sözlü hem de yazılı olarak kullanmaya başladı ve herkes bunları kolay bir şekilde hemen anladı.

Salgın yeni kelimeler yarattı ve zaten mevcut olanları dilimizde daha sık kullanılır hale getirdi, Ágnes Veszelszki “e-nyelv.hu” web sitesinde bir araştırma başlattı. Çevrimiçi bir form yardımıyla bir anket oluşturdu ve Corvinus Üniversitesi’ndeki tanıdıklarından, arkadaşlarından ve çoğunlukla üniversite öğrencilerinden 200’den fazla yeni kelime ve ifade topladı. Veszelszki, bu kelimelerin son beş ay içinde Macar dilinde ortaya çıktığını ancak sonsuza kadar “bizimle kalmayacaklarını” vurguluyor. Çabuk doğmuş olmalarına rağmen, salgın sona erdiğinde kısa sürede kaybolacaklar.

Şimdi bazı örnek kelimeleri ve açıklamaları görelim!

Farklı kategorilerde yeni kelimeler ve ifadeler ortaya çıktı. Araştırmaya göre ilk ana kategori koronavirüsün kendisi, özellikleri ve reaksiyonlarıdır.

Covidinka
Covidiot’un İngilizce versiyonundan, ek bir “d” olmadan COVID + dinka’dan Macarca versiyonu doğmuştur. Dinka, salak anlamına gelen idióta’nın komik bir ifadesidir. Covidinka olan kişi, virüsü ve sonuçlarını umursamayan bir kişidir.

Megkoronázódik (Korona olmak)
Megkoronáz ifadesi, birisinin bir erkeği veya kadını kral veya kraliçe olarak taçlandırdığı anlamına gelir. Virüsün Macarca isminden (koronavírus) megkoronázódik kelimesi doğdu. Bu, birisinin koronavirüsüne yakalandığı anlamına gelir; “korona” kelimesi Macarca’da taç anlamına geldiğinden bu virüsle adlandırılmıştır.

Bir sonraki kategori ev, ofis ve uzaktan eğitim. Salgın nedeniyle, üniversiteler ve bazı işyerleri kapandı, insanlar uzun süre evde kalmaya ve odalarından çalışmaya mecbur kaldı. Elbette bu dönemi tarif eden yeni kelimeler de ortaya çıktı.

Karanténpedagógia (Karantina’da Eğitim)
Karantina + pedagoji. Bu kelime, öğretmenlerin çocukları kendi evlerinden eğittikleri öğretim alanındaki yepyeni bir terimi ifade ediyor.

Koronaválás (Korona Boşanması)
Corona + boşanma. Birçok uzman, evde kendi kendine karantinanın yarattığı stresli durumun evli çiftlerin yaşadığı birçok evde tartışmalara ve çatışmalara yol açması nedeniyle boşanma sayısının artacağını tahmin ediyor. Koronaválás, koronavirüs salgını nedeniyle boşanmış çiftler anlamına gelir.

Karanténszakáll (Karantina Sakalı)
Karantina + sakal. Kasım’da tıraş olmama meydan okumasına ek olarak, erkekler arasında yeni bir meydan okuma karanténszakáll (karantina sakalı) gerçekleşti, bu sadece geminin batması sonrası ıssız bir adaya düşmek gibi karantinada evde oturan erkeklerin hisleri sonucu uzun bir süre tıraş olmamak anlamına gelir. Yoksa sadece yeni bir trend mi? Kararı siz verin.

3. kategori neredeyse üç aydır tüm yaşamımızı geçirdiğimiz evlerimiz ile ilgili.

Karanténkonyha (Karantina Mutfağı)
Genellikle restoranlarda ve barlarda yemek yiyen birçok kişi çevrimiçi sipariş vermek veya yemek pişirmek zorunda kaldı. Karanténkonyha (karantina + mutfak) kelimesi sadece sıradan bir mutfak değil, daha önce yemek pişirmemiş birçok kişi için yeni bir yer ve restoranlar, barlar ve fast food yerleri anlamına gelir.

Karanténrecept (Karantina Yemek Tarifi)
Karantina + tarif. Süpermarketlerden malzemeye ihtiyaç duymayan tariflerdir çünkü her şey evimizde mevcut.

Karanténkert (Karantina Bahçesi)
Karantina + bahçe. Muhtemelen birçok insan, şu an apartmanlarda değil de eğer varsa bahçeli evlerinde yaşamayı tercih ediyorlar, biraz temiz hava almak için zamanlarını bu karantina bahçelerinde harcıyorlar.

Vécépapírkrízis (Tuvalet Kağıdı Krizi)
Tuvalet kağıdı + kriz. Süpermarketlerdeki tuvalet kağıdı yokluğu bu şekilde adlandırıldı.

Pánikvásárló (Panik Alıcı)
Panik + alıcı. Gübre, tuvalet kağıdı, yiyecek ve ev karantinası için gerekli diğer her şeyi büyük miktarlarda satın almak için mağazaya koşan biri.

Eğlence ve serbest zamanla devam edelim. Evde karantina sırasında, tüm durumu unutmak için kendimizi eğlendirmek şart. Çevrimiçi ortamda arkadaşlarımızla ve akrabalarımızla “buluştuk” ve zamanımızı bir ekran üzerinden geçirdik.

Karanténivászat (Karantina’da içmek)
Karantina + içme. Online içki buluşmaları düzenleniyor; bilgisayarınızın önünde bir kadeh şarap veya başka alkol çeşitleri ile oturup birlikte içki içebilme imkanı oluştu.

Karanténmese (Karantina Masalları)
Karantina + masal. Video konferans yoluyla bir hikaye okuma.

Karanténnapló (Karantina Günlüğü)
Karantina + günlük. Duygularımızı ve düşüncelerimizi sadece sıradan olmayan bir günlüğe yazmak, çünkü bu günlük sadece salgın günlerinde yazılmıştır.

Karanténtest (Karantina Vücudu)
Karantina + vücut. Bu yıl birçok kişi karanténtest’in (karantina vücudu) yeni plaj vücudu modası olacağını söylüyor. Bu kelimeyi kendi evinizde antrenman ve egzersiz yaparak geliştirdiğiniz vücut olarak açıklayabiliriz.

Koronamém (Korona Capsleri)
Corona + capsleri. Hayattaki diğer tüm büyük olaylar ve anlar gibi, coronavirus salgını, bizi eğlendirmek ve salgını unutmamızı sağlamak için komik capsler olmadan var olamazdı. Koronamém kelimesi, koronavirüs ile ilgili tüm capsleri ifade eder.

Koronapara (Korona Paniği)
Corona + panik. Para, panik anlamına gelen pánik’in kısa versiyonudur. Koronaparası olan biri salgın ve sonuçları hakkında gerçekten endişe duyuyor, eğlenerek ve rahatlayarak serbest zaman geçiremediğinden her zaman stresli kalıyor.

Yukarıdaki çalışma, birçoğundan sadece biri ve bunun gibi çok çalışma var. Veszelszki, bu yeni kelimelerin ve ifadelerin Macar dilinin temel parçaları haline gelmeyeceğini belirterek çalışmasını sonlandırıyor çünkü salgın sona erdiğinde herkes bunların neredeyse her gün kullanılan salgın zamanı kelimeleri olduğunu sadece hatıralarında yaşatacaktır.

Çeviren: Hungarolog Onur Şahin
Kaynak: Daily News Hungary sitesinden alınmıştır.

5 Temmuz 2020 Pazar

Afrika’da bir Macar Kabilesi: Magyarab

Magyarab, Mısır ve Sudan'da Nil Nehri boyunca yaşayan ve kendilerini Macar kökenli olarak adlandıran bir topluluktur. Soyları muhtemelen 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ordusuyla birlikte o bölgeye gelen ve orada kalan Macarlar'dan geliyor.


Halfa Vadisi'nde bir Magyarab ve Macar Bayrağı

İsimleri
"Magyarab" ismi yaygın olarak varsayıldığı gibi "Magyar" ve "Arab" kelimelerinin bir birleşimi değildir. Aksine, “Magyarab” ismi "Magyar" (Macar) ve yerli Nübye dilinde "kabile" anlamına “Ab” sözcüklerinin bir birleşimidir ve “Macar Kabilesi” anlamına gelir. Magyarab halkının çeşitli fiziksel özellikleri de onları çevreleyen Mısırlılardan ayırıyor.

Afrika kıtasındaki Magyarablar

Tarihleri
Efsaneye göre, kısa bir süre önce Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına giren Hıristiyan Macarlar, Güney Mısır'da savaşan Osmanlı ordusunun bir bölümünü oluşturdular. Belli ki, ordunun bu bölümünün bir kısmı veya tamamı orada kaldı ve o bölgenin yerel halkı olan Nübyeli kadınlarla evlendiler. Magyarablara göre, ataları 1517 yılında Buda'dan (bugünkü Budapeşte) gelen ve general olan İbrahim el-Magyar'dı. Yerel Nübyeli bir kadınla evlendi, Ali adında bir oğulları oldu. Ali'nin beş oğlu vardı (Selami, Mustafa, Djelal Eddin, Musa ve Iksa). Ali'nin beş oğlu tüm Magyarabların atasıydı. Diğer bir efsaneye göre ise ataları 1517 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in Mısır’ı fetheden ordusu ile bu bölgeye geldi ve savaştan sonra İskenderiye'de bırakılan askerlerin isyanına katıldılar. Daha sonra İbrahim el-Magyar, yani Macar adında bir subay olan İbrahim (ya da Hassan el-Magyar) önderliğinde günümüzde Sudan’da bulunan Halfa Vadisi’ne kaçtılar. Bu hikaye Fransisken keşiş Gábor Pécsváradi'nin Macaristan Kraliyet Naibi (vekili) János Bánffy'ye gönderdiği ve 1516 yılında Kudüs'ten geçen Türk ordusunda görev yapan Macarlarla kişisel olarak konuştuğunu bildirdiği bir mektubuyla da destekleniyor. Tüm bu efsanelerin yanında Osmanlı İmparatorluğu 1516 yılında Sirem bölgesinden (Günümüzde doğusu Sırbistan'da, batısı Hırvatistan'da kalan bölge) ve Erdel'den özellikle de Temeş vilayetinden Macarları esir almış ve ordusunda görevlendirmişti. Magyarablar 1992 yılından beri Dünya Macar Federasyonu (Magyarok Világszövetsége) üyesidirler ve kendilerini hala Macar olarak görmektedirler. 1935 yılına kadar dünya Magyarabların varlıklarından bihaberdi. 1935 yılında ise Macar László Almásy ve iş arkadaşı, Alman mühendis ve kaşif Hansjoachim von der Esch, Nübye bölgesindeki bu kabileyi bir tesadüf üzerine buldular. Kabilenin temsilcileri Macar yetkililerle temas kurmaya çalıştı, ancak II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi nedeniyle maalesef bu gerçekleşemedi.

Halfa Vadisi'nde bir Magyarab

Bu insanlar şimdi yerel Nübye nüfusu ile evlilik nedeniyle karışık bir ırk görünümüne sahipler ve artık Macarca konuşmuyorlar. Bununla birlikte, 1935 yılı civarında, Halfa Vadisi’ndeki Magyarab adasının nüfusu ile birkaç hafta geçiren Esch, sadece o adada kullanılan ve ona göre Almásy tarafından benzer şekilde tanınan Arapça olmayan ve Macarca kelimelere benzeyen kelimelerin bir listesini hazırladı. Esch’in notları, Halfa Vadisi'ndeki tüm Magyarab'ın atalarının Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun herhangi bir bölgesini ifade edebilecek olan "Nemsa"dan (Avusturya adı için kullanılan Arapça kelime) geldiğine ikna olduklarını gösteriyor. Magyarablar’ın şefi tarafından atalarının Mısır / Sudan'a, Esch'in aslında General Sendjer veya Senger olduğunu varsaydığı Shenghal Sendjer tarafından yönetilen bir grup "Avusturyalı" asker olarak geldiği söylendi.

Magyarab bir çocuk. Ten renginin açıklığı dikkat çekiyor.

Magyarab Toplulukları
Magyarablar Nil boyunca, Sudan'da Halfa Vadisi çevresinde, Mısır'da Asvan çevresinde bulunan Magyarab-irki, Magyararti, Magyariyya, Magyar-nirki, Hillit el-Magyarab köylerinde ve yaklaşık 400 Magyarab da Mısır’ın başkenti Kahire'de yaşıyor.

Bölgede Macaristan'ın katkılarıyla yapılan briket üretimi

Magyarab Hakkında Atasözleri
Magyarab'a komşu değişik etnik kökenli insanların tarihi Magyarab halkı hakkında bize daha fazla bilgi veren atasözleri var. 

Al-majāri lā jisālli fil-mesjīd. – Macar camide dua etmiyor. 

Rá'sz el-mágyár zejj el-hágyár. – Macarların kafası bir taş kadar serttir. 

El-mágyárí jilbisz burnétá. – Macar bir şapka takıyor.