23 Ekim 2023 Pazartesi

Macaristan'da Macarca Öğreten İki Türk Genci: Koray Adıgüzel ve Ozan Kılıç

Macaristan'da yaşayan Türkler için Macarca öğrenmek artık bir ihtiyaç oldu. Her geçen gün buraya gelen Türklerin ve Türk firmalarının sayısı artıyor. İşte bu ihtiyaca en güzel cevap veren, çoğu Türk'e ve Türk firmalarına Macarca dersi veren, benim de yakından tanıdığım değerli dostlarım Koray Adıgüzel ve Ozan Kılıç bu konuda çok kıymetli çalışmalar yapıyorlar. Macarca öğretme konusunda 3 yıldan fazla bir süreyle tecrübeye sahipler. Yeni kurdukları internet sitelerinden de Macarca kurslar hakkında bilgilere erişebilirsiniz. 

www.magyarultanitunk.com

Koray ve Ozan'la birlikte Budapeşte'de...

Koray Adıgüzel

Ben Koray Adıgüzel. 23 yaşındayım. Yeni bir ekonomi mezunuyum ve şu anda her iki eğitimim için de Stipendium Hungaricum bursu ile Yönetim ve Liderlik alanında yüksek lisans yapıyorum. Akıcı bir şekilde İngilizce, Macarca ve Türkçe konuşabiliyorum, sosyal ve çalışkan bir insanım. Çocukluğumdan beri ekonomi ve iş dünyası hakkında tartışmaktan ve tahminlerde bulunmaktan keyif aldım. Her zaman ekonomi, işletme gibi ilgi duyduğum alanlarda kendimi geliştirdim ve ilgi alanlarımla ilgili yeni şeyler öğrendim. Hayatımın her anında gerçek bir girişimci olmaya çalıştım, örneğin kendi start-up'ımı kurmaya çalıştım. İstanbul'da doğdum ve büyüdüm. 17 yaşındayken, lisede kültürel değişim yılı için bir burs kazandım ve bu da beni Macaristan'ın Sopron şehrine getirdi. Böyle bir yerin varlığından bile haberim yoktu. Sıfır Macarca bilgisiyle bu maceraya evet dedim. Kaldığım süre boyunca bana kalacak yer, yemek ve sevgi sağlayan bir ev sahibi ailem vardı. Kaldığım süre boyunca, İstanbullu bir şehir çocuğu için tamamen yeni bir ortam olan Sopron'da bir Ormancılık/Avcılık Lisesi'ne gittim. Bir gün Macarca öğrenmeye karar verdim ve kendi kendime öğrenmeye başladım. O kadar odaklandım ve motive oldum ki 10 ay içinde ELTE'den çoğu insana benzersiz görünen B2 seviyesinde bir dil sınavı sertifikası aldım. En önemlisi sadece dili değil, nasıl öğreneceğimi de öğrendim. Konfor alanımdan çıkmak, yeni bir çevre edinmek ve olmak istediğim noktaya ulaşmak. Bu benim için buzdağının sadece görünen kısmıydı ve ben bunun farkında bile değildim. Ancak 10 ay sonra İstanbul'a dönüp liseyi bitirmem gerekiyordu. Macarca konuşmayı seviyordum, bu yüzden İstanbul Macar Kültür Merkezi'nde gönüllü olarak bazı işler yaptım. Daha sonra Budapeşte'de bulunan Balassi Yaz Üniversitesi'ne gittim. Bir yıl İstanbul'da üniversiteye devam ettikten sonra Budapeşte'de okumaya karar verdim, neyse ki Stipendium Hungaricum bursuna da seçildim. 2020 yılında Budapeşte Corvinus Üniversitesi'nde Uygulamalı Ekonomi Lisans eğitimime başladım. Eğitimim sırasında biraz girişimcilik / ek iş yapmak istedim, Budapeşte'de yaşayan Türklere Macarca öğretmeye başladım ve o zamandan beri Türklere Macarca öğretiyorum. Bugün dil girişimimin 100'den fazla öğrencisi var, hatta piyasada benzersiz olan öğrencilerin ana dili üzerinden Macarca öğrettiğimiz çevrimiçi bir dil okulumuz var. Bütün öğrencilerimizden bugüne kadar olumlu geri dönüşler aldık ve bu bizi mutlu ediyor. 2022 yılında RTL Klub TV benimle röportaj yaptı, orada Macaristandaki değişim programım üzerine konuştuk.

Koray Adıgüzel

Ozan Kılıç

Adım Ozan Kılıç. 1995 doğumluyum. Eğitimimi Türkiye'de sadece Ankara Üniversitesinde bulunan Hungaroloji Ana Bilim Dalı'nda tamamladım. Bu bölümü okurken Macaristan'da bir aylık yaz okulu gibi programlara katıldım. Sonrasında ise Macaristan'da Macar diliyle master yapma programına katıldım ve Macaristan'da Macar dili öğrenim diliyle master yapan ve hala devam eden Türkiye'yi temsilen ilk kişi oldum. Burada uluslararası öğrenimler bölümünde yüksek lisans eğitimimi görüyorum ve bir yandan buradaki Türklere Macarca öğretiyorum. Direkt bu işin ve bu dilin içinden geldiğim için bu dilin nasıl öğrenileceği konusunda profesyonel bilgilere sahibim. Kendi ana dilinizde eğitim almanızın avantajı büyüktür çünkü ben Macarcayı doğuştan öğrenmeyip sonradan öğrendiğim için bu dilin nasıl öğrenileceğini ne gibi yollar izleneceğini ve bu dilin size sağladığı faydaları bilmekte ve size aktarmaktayım. Öğrencilerimle yüz yüze veya online üzerinden derslerimi işlemekteyim ve öğrencilerimden güzel dönüşler almaktayım.

Ozan Kılıç
 
Eğer siz de Macarca öğrenmek istiyorsanız aşağıdaki linkten kolayca iletişime geçebilirsiniz:

13 Ekim 2023 Cuma

Pál Fodor'un János Hóvári'nin Cenaze Töreni’nde Yaptığı Konuşma

Sevgili yas tutan topluluk!

János Hóvári'yi övme, doktora tezini eleştirme, doğum gününü kutlama fırsatım oldu. Ama hiçbiri bugünle kıyaslanamaz. Bir insan, kalbinin yarısı kopmuş gibi yaşadığı ve onu düşündüğünde hemen ağlamaya başladığı arkadaşının (savaşçı yoldaşı) aramızdan ayrılışı hakkında beş altı dakika içinde ne söyleyebilir? Bu büyük ve iyi adam hakkında söylenmesi gerektiğini düşündüğüm şeyleri başlıklar halinde sıralamaya karar verdim.

Pál Fodor

İlk kelimem: Mesafeler. János, Somogy'de küçük bir köyde doğdu ve oradan başlayarak hem gerçek hem de mecazi anlamda inanılmaz mesafeler kat etti. Önce Kaposvár'a, sonra Budapeşte'ye, sonra da dünyanın dört bir yanına… O, bu ülkeye pek çok adanmış yetenek kazandıran geleneksel, eski Macar kırsalının bir elçisidir. Ve unutmayalım: Bu mesafeleri, bugünkünden bin kat daha zor olduğu bir zamanda aştı.

İkinci ve Üçüncü Kelimelerim: Misyon ve Azim. Vásárhely'deki askerlik görevimiz sırasında zaten belliydi: János doğuştan bir halk adamıydı (homo politicus). Her şey hakkında bir fikri vardı, her şeyi değiştirmeye ve geliştirmeye çalışıyordu. Daha sonra, önemli görevlerinde de aynı şeyi yaptı. Sanki içinde dinamit vardı, onu durdurmak mümkün değildi; her hafta yeni görevler ortaya çıkardı ve diğer meslektaşlarının da çalışmasını sağladı. Geçenlerde bana yeni bir görev teklif ettiğinde, utanmış bir şekilde ona şöyle dedim: “János, Tanrı aşkına, neredeyse 70 yaşındayız, ne zaman biraz duracağız?”

Dördüncü Kelimem: Çok Seslilik. Sıkı diplomatik çalışmalarının yanı sıra araştırdı, yazdı, öğretti, ders verdi, entelektüel atölyeler kurdu, arkadaş toplulukları oluşturdu ve yönetti, sanatsal yaşamı organize etti, yetenekleri besledi, insanları eğitti. Sanki iki hayatı vardı. Tüm bunları ancak çok az uyuyarak yapabildiğini biliyorum.

Beşinci Kelimem: İletişim (Kişisel Gelişim). Çok az insan, János'un başlangıçta kendisini hem sözlü hem de yazılı olarak çok iyi ifade edemediğini bilir. Sonra bir şeyler oldu ve János kelimenin tam anlamıyla bir kalem erbabına dönüştü. Son yıllarda, tarihi makalelerini yayınlanmadan önce yorumlamam için bana gönderirdi ve ben de onun başardıklarını giderek artan bir hayret ve hayranlıkla izlerdim. Onu aynı zamanda bir diplomat olarak da gözlemledim: İletişimin ve etkinliğin öncelikle kelimelere bağlı olmadığının canlı bir örneği olarak harikaydı. János tüm varlığıyla iletişim kuruyordu, çoğu insan (diplomatların yanı sıra bayanların çoğunluğu) üzerinde temel bir etkisi vardı. Bu yüzden bu kadar çok şey başarabildi. Ankara'da büyükelçi olarak görev yaptığı kısa süre zarfında Türk-Macar bilimsel ilişkilerini geliştirmek için seleflerinin toplamından daha fazlasını yaptı.

Altıncı Kelimem: Eğitim. János, Pécs'te genç bir öğretmen olarak görev yapmaya başlamıştı. Sanırım Tanrı onu gerçekten de bir üniversite profesörü yaptı. Asıl rolü oynayan, konu hakkındaki engin bilgisi ve inanılmaz hafızası değil, ondan yayılan ve ona yaklaşan her öğrenciyi büyüleyen kişisel cazibesiydi. Onları, hiçbir şeyin tarihten daha önemli olmadığına inandırmak gibi nadir bir yeteneği vardı. Öğrenime ayırdığı süreye hiç üzülmezdi. Hatta kendi deyimiyle "okunması gerekenleri" ilk elden tanıyabilmeleri için en iyi öğrencileri ile özel ilgilenirdi.

Yedinci Kelimem: Hizmet. Elbette herkes gibi János'un da kişisel hırsları vardı. 50 yıllık dostluğumuzdan yola çıkarak söyleyebilirim ki, tanıdığım çok az kamusal figür hizmet ahlakıyla bu kadar dolu olmuştur. Onun çok sesli hareket tarzı, “aslanı bana ver” ilkesinden değil, daha iyi bir Macaristan yaratmak için yapılacak çok ama çok şeyin olduğu alanlarda ne kadar az sayıda kendini adamış yetenekli insanın hareket ettiğini görmesinden/görmeye ihtiyaç duymasından kaynaklanıyordu.

Sekizinci Kelimem: (Akıllı) Vatanseverlik. Son zamanlarda, János ve ben sık sık acı bir şekilde gözlemledik: Muhtemelen bizim neslimizle birlikte, vatana ve Macar tarihine gösterişsiz sadakati hava gibi olan Macar türü yok olacak. Onsuz hemen boğuluruz. Bu sadakat, Zigetvar ve Mohaç'taki araştırmalara ilham verip organize ettiğinde ya da Zigetvar Anma Yılı'nda, Zigetvar ile Türkler arasında arabuluculuk yaptığında da ona rehberlik etti. Bu konularda gerçekten de Petőfi'nin deyimiyle "Miklós Zrínyi'nin torunuymuş" gibi davrandı. Ve bu sadakat, günlük angarya işlerinin yanı sıra, temas halinde olduğu ülkeleri ve (çoğunlukla Türk) halkları sürekli araştırıp analiz ederken de ona rehberlik etti. Çünkü kendini onlara sevdirmenin tek yolunun onları tanımak ve anlamak olduğunu biliyordu. János, dünyanın her yerinde Macarların en iyi yüzünü gösterdi.

Dokuzuncu Kelimem: Türkiye Sevgisi. Türkiye ile ilişkilerimiz iyi bir başlangıç yapmadı: Ağustos 1976'da İstanbul'da Bayezid Camii'nin önündeki meydanda iki dolandırıcı János'un 100 Alman markını çalarak geçimimizi ciddi şekilde tehlikeye attı. Ama bunu atlattık ve on yıllar boyunca János, Türklüğe karşı derin bir yakınlık geliştirdi. İtirazlara rağmen, Türk dünyasıyla ilişkilerin önemine derinden inanıyor ve bu ilişkileri geliştirmek için var gücüyle çalışıyordu. Bunları, Macaristan'ın dünyadaki konumunu dengelemek için vazgeçilmez olarak görüyordu.

Onuncu Kelimem: Başkalaşım. Tüm kişisel sorunlarına rağmen, 68 yaşındaki János hala hayata hazırdı. En az 20 yıllık planları vardı, evlenmek üzereydi, çok şey yazmak ve gerçekleştirmek istiyordu. Bunun yerine başkalaşım geçirdi. Sonsuz yaşama geçişinin, tarihi bir Macar-Türk olayı olan Nándorfehérvár zaferini anmak için resmi kilise tatili haline getirilen, Hz. İsa'nın Başkalaşımı günü olan 6 Ağustos'ta gerçekleşmiş olmasının ürkütücü derecede mistik bir yanı var. Dünyadaki yaşamı ne kadar sevmiş olursa olsun, János muhtemelen şimdi Havari Petrus'un Tabor Dağı'nda söylediği şeyi söylüyor: “Tanrım, burada olmak benim için iyi”. Ama biz sadece şu cevabı verebiliriz: “Tanrım, János olmadan burada olmak bizim için kötü”. Geride kocaman bir kara delik kaldı ve biz onsuz nerede olacağımızı henüz bilmiyoruz ve bu başkalaşımın neden bu kadar çabuk gerçekleşmesi gerektiğini anlamıyoruz. Ama biz kimiz ki Tanrı'yı sorgulayalım? Fiat voluntas tua! (Senin isteğin gerçekleşecek!) Ama ağlayabiliriz. İlk çalışma yeri olan Tarih Enstitüsü'nde ve son çalışma yeri olan Károli Gáspár Reform Kilisesi Üniversitesi'nde ona kederle veda etmekte özgürüz. János, huzur içinde yat!

Budapeşte, Farkasréti Mezarlığı, 9 Ekim 2023

Kaynak: https://fodorpal.abtk.hu/