Sándor Rózsa kadar efsanelere,
baladlara ve halk şarkılarına konu olan başka bir Macar "kanun kaçağı"
yoktur. Büyük Macar Ovası'nın bu korkunç kanun kaçağı, yetkililer tarafından dar
ağacını hak eden çok tehlikeli bir adam olarak kabul edildi, ancak halk içinse kuralları
kendi koyan bir kişi, bir tür Macar Robin Hood'du. 1848-49 yılları arasındaki
Macar Devrimi sırasında, 150 kişilik bir kanun kaçağı grubu ile
Avusturyalılar arasında tahribat ve dehşet yarattı. Öyle bir üne kavuştu ki, Avusturya
Kufstein’de hapsedildiğinde onu para karşılığında meraktan ziyaret edenler
oluyordu. Efsanevi kanun kaçağı lideri Sándor Rózsa, Macar folklorunun bir
parçası oldu ve eylemleri adeta efsaneleşti.
Ünlü kanun kaçağının babası
András Rózsa'nın da yasa ile ilgili sorunları vardı. Sándor Rózsa 10 Temmuz
1813 tarihinde Büyük Macar Ovası’ndaki Röszke'de doğdu. Çocukken babasını
kaybetti. Kötü aile geçmişinin Sándor’un hayatı üzerinde ciddi bir etkisi oldu.
Resmi kayıtlara göre ilk işlediği suç, 23 yaşındayken, Kiskunhalas yakınlarında
bir çiftlikten iki düve çalmasıydı. Sándor Rózsa bu hırsızlık sebebiyle
yakalandı ve Szeged'de hapsedildi. Hapisten çıktıktan sonra “kanun kaçağı”
olmaya karar verdi. 19. yüzyılın ilk yarısında, Büyük Macar Ovası Amerika
Birleşik Devletleri'nin Vahşi Batı'sına çok benziyordu: her türlü otoriteden
uzak, geniş ve açık bir alan ve bu nedenle burası eşkiyalar için adeta bir cennetti.
Pervasızlığı, kurnaz oluşu ve acımasızlığı ile Sándor Rózsa kısa süre içinde diğer
kanun kaçaklarının arasından sıyrılarak dikkatleri üzerine çekti ve kötü
şöhretli maceraları sayesinde adı kısa sürede ülke çapında tanındı. Kavuştuğu
bu şöhret nedeniyle, Büyük Macar Ovası'ndan birkaç başka kanun kaçağı da Sándor
Rózsa’nın çetesine katıldı. O ve çetesi sayısız malikaneyi ve bir dizi ev
sahibini soydu, atları ve sürüleri ele geçirdi, posta arabalarını yağmaladı ve tüm
bunlar olurken o ve çetesi karşı koyan kişilere de silah kullanmaktan çekinmediler.
Toplam altmış suç ve otuz cinayetin
Sándor Rózsa tarafından gerçekleştirildiği ispatlanmıştır ancak gerçek sayının
bundan çok daha fazla olması muhtemeldir. Kurbanları arasında çok sayıda soylu
ve varlıklı çiftçi vardı, ancak onu yakalamaya çalışan birçok jandarma da
Sándor Rózsa’nın silahlarıyla tanıştı.
1848 Macar Devrimi Sándor Rózsa’nın
hayatını önemli ölçüde değiştirdi
1840'ların
başlarında, meşhur “kanun kaçağı” kraliyet jandarmasının listesindeki en çok
aranan suçlulardan biri oldu. Ancak Sándor Rózsa, kendisini yakalamaya
çalışanları her zaman atlatmayı başarıyor ve neredeyse aniden ortadan kayboluyordu.
Çevik atları sayesinde her zaman kaçıyordu ve asla uzun süre aynı yerde kalmıyordu.
En sevdiği saklanma yerleri Ludaš Gölü'ndeki (Günümüzde Macaristan-Sırbistan
sınırının çok yakınında bulunan ve Sırbistan topraklarında bir göl) adacıklardı.
İlginç bir şekilde, Veszelka ailesi gibi sık sık kanun kaçağı liderini saklayan
destekçileri bile vardı.
Sürekli kaçma
ve saklanma nedeniyle, 1845 yılında okur-yazar olmadığı için birisinin
yardımıyla Avusturya-Macaristan İmparatoru V. Ferdinand’a hitaben bundan sonra
sakin bir hayat yaşamak istediğini ve suçlarının affedilmesini isteyen bir
mektup yazdırdı. Ancak bu talebi kral tarafından reddedildi.
15 Mart
1848 tarihinde Peşte’de patlak veren devrim ve onu izleyen Macaristan
Bağımsızlık Savaşı da Sándor Rózsa'nın hayatı üzerinde büyük bir etkiye
sahipti. 13 Ekim 1848 tarihinde Savunma Komitesi tarafından alınan bir kararla 'kanun
kaçağı' lideri Sándor affedildi ve kendisine serbest bir askeri grubu örgütleme
yetkisi verildi. Sándor Rózsa, kendi komutasında 150 kişilik bir süvari birliği
oluşturdu.
Kufstein'de cezasını çektiği hapishane hücresi |
Sándor
Rózsa’nın süvari biriminin alışılmadık görünümü ve dövüş tarzı, düşman safları
arasında hasara yol açtı. Bol pantolon ve yelekler giymişlerdi ve bir sürü
alışılmadık silahlarla donatılmışlardı. Tabanca ve tüfeklere ek olarak, ‘fokos’
adı verilen özel baltalar ve kement benzeri bir ip olan ‘pányva’ ve bir
kamaraya benzeyen ‘karikás ostor’ gibi diğer araçları da kullandılar. Gerilla
taktikleri kullandılar ve genellikle şüphe uyandırmadan Avusturyalı atlı
piyadeleri pusuya düşürdüler. Düşmanı kementler ile eyerlerinden çıkardılar ve
acımasızca onları kestiler. Sándor'un adamları saldırıya uğradıkları anda
ortadan kayboluyorlar, bu vuruş ve kaçış taktiği sayesinde uzun çarpışmalardan
kaçınıyorlar ve düşmanın yedek kuvvetleri gelene kadar çoktan gitmiş
oluyorlardı.
Macar "Kanun Kaçakları" (Sol ve orta) |
Ne yazık
ki, 17 Kasım 1848 tarihinde Sándor Rózsa ve süvarileri Ezeres köyünü (Günümüzde
Romanya’nın Ezeriş köyü) silahsızlandırmak üzere görevlendirildi, ancak
kanun kaçakları köye saldırdı, 36 köylünün tümünü katletti ve köyü de yağmaladılar.
Bu acımasız olay nedeniyle Sándor Rózsa'nın süvari birliği dağıtıldı.
Süvari
birliğinin dağılmasından sonra Sándor Rózsa, Szeged yakınlarında bir 'csikós'
(atlı çoban) oldu ve evlendi. Macaristan’ın yenilgisinden sonra, imparatorluk
görevlileri daha önce de defalarca olduğu üzere birçok kez tekrar kaçmayı
başaran ancak uzun süre gizli kalmaya zorlanan Sándor Rózsa'yı yakalamak
istedi.
Sándor Rózsa Kufstein'de |
Avusturya
kuvvetleri 'kanun kaçağı' liderinin Macaristan'la olan çatışma sırasında onlara
ne kadar kayıp verdirdiğini unutmadılar ve Sándor Rózsa için oldukça yüksek bir
yakalama ödülü teklif ettiler: 10.000 gümüş forint. Olağanüstü yüksek ödüle
rağmen, kimse onu uzun süre teslim etmedi, ancak 1857 yılında Sándor Rózsa'nın
körü körüne güvendiği eski bir arkadaşı olan Pál Katona ona ihanet etti. Bu kez
Sándor Rózsa’nın şansı onu terk etti ve yakalandı.
Sándor Rózsa'yı Yakalama Ödülü |
1859
yılında mahkeme onu idama mahkum etti. Avusturyalılara karşı düzenlediği
baskınlar sayesinde Macarlar arasında büyük popülerlik kazanan Sándor Rózsa, çoğu
Macar tarafından Habsburg'lara karşı direnişinin sembollerinden biri olarak
kabul edildi. Hassas siyasi durum göz önüne alındığında, Viyana mahkemesi bu
idam kararından vazgeçti ve İmparator Franz Joseph Sándor Rózsa'nın ölüm
cezasını ömür boyu hapse çevirdi. Sándor, meşhur Kufstein kalesi hapishanesine nakledildi.
Macar 'kanun kaçağı' Avusturya'da da öyle bir şöhrete sahipti ki, hapishanede
gardiyanlar onu Pazar günleri insanlara sirk hayvanı gibi para karşılığında
gösteriyordu. 9 yıl boyunca Kufstein, Maria-Theresiopel (şimdiki Subotica) ve Petrovaradin’de
hapis yattı. 1868 yılındaki uzlaşmanın ardından İmparator Franz Joseph, Sándor
Rózsa'yı affetti. Serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra kaldığı yerden
devam etti; Ferenc Csonka'nın "kanun kaçağı" çetesine katıldı. Csonka
ve beraberindekiler posta arabalarını soymada uzmanlaştı. Sándor Rózsa, araba
yerine tren yağmalama fikrine sahip olan ilk kişi oldu. Vahşi Batı'nın aksine, Macaristan'da
tren soygunu gibi bir gelenek yoktu. Ne yazık ki onlar için, bir treni tam
hızda durdurmak kolay bir iş değildi ve birkaç de başarısız oldular. Uzlaşma
sonrasında iç politikadaki değişiklik, kamu güvenliğinin yeniden tesis
edilmesini gerektirdi, bu nedenle Büyük Macar Ovası'nın “kanun kaçağı”
çetelerinin bir an önce tamamının yakalanması gerekiyordu. Bu zor görev Macaristan
Kraliyet İçişleri Bakanlığı danışmanı Kont Gedeon Ráday’e verildi. Kont Ráday, kanun
kaçaklarını demir yumruklu acımasızlıkla vurdu. Kanun kaçakları arasında saygın
bir üne sahip olan hakim Máté Laucsik ve doğrudan komutasının altındaki küçük
güç sayesinde kendisine verilen görevi tamamladı. Kont, ilk önce Sándor Rózsa’nın
grubunu dağıttı ve 12 Ocak 1869 tarihinde 'kanun kaçağı' efsanesini bizzat
tutukladı.
Sándor Rózsa Subotica'daki hapishanede |
1872 yılında başlayan ceza davası sırasında Sándor Rózsa, 21 soygun, 9 hırsızlık ve 1
cinayetten suçlu bulundu. Mahkeme tarafından ömür boyu hapse mahkum edildi. Sándor
Rózsa, 5 Mayıs 1873 tarihinde Szamosújvár'daki (Günümüzde Romanya’nın Gherla
şehri) hapishaneye gitti. İlk başta, onu bir terzi olarak çalıştırdılar, ancak
sağlığı hızla kötüleşmeye başladı ve en ünlü Macar "kanun kaçağı" 22
Kasım 1878 tarihinde 65 yaşında Gherla şehrindeki hapishanede hayatını
kaybetti. Hatırası, filmlerde ve edebi eserlerde olduğu gibi birçok balad ve
halk masalında yaşatılmaktadır. Yaşamı başta Zsigmond Móricz ve Gyula Krúdy
olmak üzere pek çok yazara ilham verdi. 1971 yılında Macaristan'da kendisini anlatan bir mini dizi yayınlandı.
Sándor Rózsa'nın Gherla şehrindeki mezarı... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder