Sevgili yas tutan topluluk!
János Hóvári'yi övme, doktora
tezini eleştirme, doğum gününü kutlama fırsatım oldu. Ama hiçbiri bugünle
kıyaslanamaz. Bir insan, kalbinin yarısı kopmuş gibi yaşadığı ve onu
düşündüğünde hemen ağlamaya başladığı arkadaşının (savaşçı yoldaşı) aramızdan
ayrılışı hakkında beş altı dakika içinde ne söyleyebilir? Bu büyük ve iyi adam
hakkında söylenmesi gerektiğini düşündüğüm şeyleri başlıklar halinde sıralamaya
karar verdim.
|
Pál Fodor |
İlk kelimem: Mesafeler.
János, Somogy'de küçük bir köyde doğdu ve oradan başlayarak hem gerçek hem de
mecazi anlamda inanılmaz mesafeler kat etti. Önce Kaposvár'a, sonra
Budapeşte'ye, sonra da dünyanın dört bir yanına… O, bu ülkeye pek çok adanmış
yetenek kazandıran geleneksel, eski Macar kırsalının bir elçisidir. Ve
unutmayalım: Bu mesafeleri, bugünkünden bin kat daha zor olduğu bir zamanda
aştı.
İkinci ve Üçüncü Kelimelerim: Misyon
ve Azim. Vásárhely'deki askerlik görevimiz sırasında zaten belliydi: János
doğuştan bir halk adamıydı (homo politicus). Her şey hakkında bir fikri vardı, her
şeyi değiştirmeye ve geliştirmeye çalışıyordu. Daha sonra, önemli görevlerinde
de aynı şeyi yaptı. Sanki içinde dinamit vardı, onu durdurmak mümkün değildi;
her hafta yeni görevler ortaya çıkardı ve diğer meslektaşlarının da çalışmasını
sağladı. Geçenlerde bana yeni bir görev teklif ettiğinde, utanmış bir şekilde
ona şöyle dedim: “János, Tanrı aşkına, neredeyse 70 yaşındayız, ne zaman biraz
duracağız?”
Dördüncü Kelimem: Çok Seslilik.
Sıkı diplomatik çalışmalarının yanı sıra araştırdı, yazdı, öğretti, ders verdi,
entelektüel atölyeler kurdu, arkadaş toplulukları oluşturdu ve yönetti,
sanatsal yaşamı organize etti, yetenekleri besledi, insanları eğitti. Sanki iki
hayatı vardı. Tüm bunları ancak çok az uyuyarak yapabildiğini biliyorum.
Beşinci Kelimem: İletişim (Kişisel
Gelişim). Çok az insan, János'un başlangıçta kendisini hem sözlü hem de
yazılı olarak çok iyi ifade edemediğini bilir. Sonra bir şeyler oldu ve János
kelimenin tam anlamıyla bir kalem erbabına dönüştü. Son yıllarda, tarihi
makalelerini yayınlanmadan önce yorumlamam için bana gönderirdi ve ben de onun
başardıklarını giderek artan bir hayret ve hayranlıkla izlerdim. Onu aynı
zamanda bir diplomat olarak da gözlemledim: İletişimin ve etkinliğin öncelikle
kelimelere bağlı olmadığının canlı bir örneği olarak harikaydı. János tüm
varlığıyla iletişim kuruyordu, çoğu insan (diplomatların yanı sıra bayanların
çoğunluğu) üzerinde temel bir etkisi vardı. Bu yüzden bu kadar çok şey başarabildi.
Ankara'da büyükelçi olarak görev yaptığı kısa süre zarfında Türk-Macar bilimsel
ilişkilerini geliştirmek için seleflerinin toplamından daha fazlasını yaptı.
Altıncı Kelimem: Eğitim.
János, Pécs'te genç bir öğretmen olarak görev yapmaya başlamıştı. Sanırım Tanrı
onu gerçekten de bir üniversite profesörü yaptı. Asıl rolü oynayan, konu
hakkındaki engin bilgisi ve inanılmaz hafızası değil, ondan yayılan ve ona
yaklaşan her öğrenciyi büyüleyen kişisel cazibesiydi. Onları, hiçbir şeyin
tarihten daha önemli olmadığına inandırmak gibi nadir bir yeteneği vardı. Öğrenime
ayırdığı süreye hiç üzülmezdi. Hatta
kendi deyimiyle "okunması gerekenleri" ilk elden tanıyabilmeleri için
en iyi öğrencileri ile özel ilgilenirdi.
Yedinci Kelimem: Hizmet. Elbette
herkes gibi János'un da kişisel hırsları vardı. 50 yıllık dostluğumuzdan yola
çıkarak söyleyebilirim ki, tanıdığım çok az kamusal figür hizmet ahlakıyla bu
kadar dolu olmuştur. Onun çok sesli hareket tarzı, “aslanı bana ver” ilkesinden
değil, daha iyi bir Macaristan yaratmak için yapılacak çok ama çok şeyin olduğu
alanlarda ne kadar az sayıda kendini adamış yetenekli insanın hareket ettiğini
görmesinden/görmeye ihtiyaç duymasından kaynaklanıyordu.
Sekizinci Kelimem: (Akıllı) Vatanseverlik.
Son zamanlarda, János ve ben sık sık acı bir şekilde gözlemledik: Muhtemelen
bizim neslimizle birlikte, vatana ve Macar tarihine gösterişsiz sadakati hava
gibi olan Macar türü yok olacak. Onsuz hemen boğuluruz. Bu sadakat, Zigetvar ve
Mohaç'taki araştırmalara ilham verip organize ettiğinde ya da Zigetvar Anma
Yılı'nda, Zigetvar ile Türkler arasında arabuluculuk yaptığında da ona
rehberlik etti. Bu konularda gerçekten de Petőfi'nin deyimiyle "Miklós
Zrínyi'nin torunuymuş" gibi davrandı. Ve bu sadakat, günlük angarya
işlerinin yanı sıra, temas halinde olduğu ülkeleri ve (çoğunlukla Türk)
halkları sürekli araştırıp analiz ederken de ona rehberlik etti. Çünkü kendini
onlara sevdirmenin tek yolunun onları tanımak ve anlamak olduğunu biliyordu.
János, dünyanın her yerinde Macarların en iyi yüzünü gösterdi.
Dokuzuncu Kelimem: Türkiye
Sevgisi. Türkiye ile ilişkilerimiz iyi bir başlangıç yapmadı: Ağustos
1976'da İstanbul'da Bayezid Camii'nin önündeki meydanda iki dolandırıcı János'un
100 Alman markını çalarak geçimimizi ciddi şekilde tehlikeye attı. Ama bunu
atlattık ve on yıllar boyunca János, Türklüğe karşı derin bir yakınlık
geliştirdi. İtirazlara rağmen, Türk dünyasıyla ilişkilerin önemine derinden
inanıyor ve bu ilişkileri geliştirmek için var gücüyle çalışıyordu. Bunları,
Macaristan'ın dünyadaki konumunu dengelemek için vazgeçilmez olarak görüyordu.
Onuncu Kelimem: Başkalaşım.
Tüm kişisel sorunlarına rağmen, 68 yaşındaki János hala hayata hazırdı. En az 20
yıllık planları vardı, evlenmek üzereydi, çok şey yazmak ve gerçekleştirmek
istiyordu. Bunun yerine başkalaşım geçirdi. Sonsuz yaşama geçişinin, tarihi bir
Macar-Türk olayı olan Nándorfehérvár zaferini anmak için resmi kilise tatili
haline getirilen, Hz. İsa'nın Başkalaşımı günü olan 6 Ağustos'ta
gerçekleşmiş olmasının ürkütücü derecede mistik bir yanı var. Dünyadaki yaşamı
ne kadar sevmiş olursa olsun, János muhtemelen şimdi Havari Petrus'un Tabor
Dağı'nda söylediği şeyi söylüyor: “Tanrım, burada olmak benim için iyi”. Ama biz
sadece şu cevabı verebiliriz: “Tanrım, János olmadan burada olmak bizim için
kötü”. Geride kocaman bir kara delik kaldı ve biz onsuz nerede olacağımızı
henüz bilmiyoruz ve bu başkalaşımın neden bu kadar çabuk gerçekleşmesi
gerektiğini anlamıyoruz. Ama biz kimiz ki Tanrı'yı sorgulayalım? Fiat voluntas
tua! (Senin isteğin gerçekleşecek!) Ama ağlayabiliriz. İlk çalışma yeri olan
Tarih Enstitüsü'nde ve son çalışma yeri olan Károli Gáspár Reform Kilisesi
Üniversitesi'nde ona kederle veda etmekte özgürüz. János, huzur içinde yat!
Budapeşte, Farkasréti Mezarlığı,
9 Ekim 2023
Kaynak: https://fodorpal.abtk.hu/